Adana, belki de son yılların en büyük kabusunu yaşıyor.

Pandemi kabustu örneğin. 1998 2023 yılları arasında yaşanan iki depremi saymazsak, yaşadığımız kabuslardan başında iki dönemdir sinek geliyor.

Sinekle mücadeleye geç başlandı.

Bu işle ilgili gerçekten geç kalındı.

Bu nedenle bazen bir sinek örneğin küçük bir çocuğu, çocuk ise tüm evi uyandırıyor.

Ya da bir tek sinek yüzünden uykunuz bölünüyor, geceniz kabusa dönüyor.

Dün ajanslardan düşen bir haber vardı dijital mecralarda.

Adam karton ve fare yapıştırıcısıyla binlerce sinek yakalamış.

Sivri sinekler, mucuk, yakağan filan millete kabusu yaşatıyor da bir de kara sinekler çıktı başımıza.

Cadde ve sokaklarda kocaman hamam böcekleri, Su kanalları yanında kurulan pazar yerlerinde fare ve cardınlardan geçilmiyor.

Bu millete reva mı bu?

Yazık bu millete.

Artık eşimiz dostumuz, komşumuz, tanıdıklarımız evlerinde cibinlik kurmaya başladılar.

Döndük mü 40 sene öncesinin Adana’sına.

Gerçekten yazık yani.

Evlerin kapı ve penceresini açmaya korkar oldu millet.

Sinekle mücadelenin bir takvimi olmalı.

Bunu bilecek olan bizler değil, yurttaş değil, yetkililerdir.

Duyduk ki sinekle mücadele için ihale daha yeni yapılmış.

Bu ne demek biliyor muzunuz?

En az beş ay daha sineğe, hamam böceğine, yani her türlü haşereye mahkumuz demektir.