Beş aylık enflasyon farkı %11,21 olarak açıklandı.
Bu rakam, aslında milyonlarca emekli ve asgari ücretli için verilecek zammın sınırlı olacağının ilk sinyali.
Günlerdir televizyon ekranlarında, ucuz otellerde kalan emeklilerin dramını izliyoruz. Yaşadıklarını gözyaşları içinde anlatıyorlar.
Düşünün: Bir insan 30-40 yıl çalışıyor ama emekli olunca eline geçen maaş 16 bin TL ile 30 bin TL arasında değişiyor. Bu maaşla nasıl geçinecek, nasıl insanca yaşayacak? Yazık, gerçekten yazık.
Yetmezmiş gibi, yetkililer “Emekliye ve asgari ücretliye yüksek zam verilirse enflasyon fırlar” diyor.
Ama gereksiz harcamaların olduğu bir ülkede, emekli ve dar gelirlinin hakkını vermek için bütçe yokmuş.
Böyle adalet olur mu? Buna mutlaka bir çözüm bulunmalı.
Bir de tarımı düşünün… Tarım alanları daralıyor, üretimden çekilen insanlar artıyor. Tarım yapan nüfusun yaş ortalaması 58. Üstelik üretmezsen olmaz; üretmek zorundasın. Ama sadece tarım da ekonomiyi taşımıyor.
Çözüm, kamucu politikalarla mümkün. Devlet, üretimi destekler, emekliye ve asgari ücretliye hak ettiği desteği verirse, ekonomi sadece ayakta kalmakla kalmaz; halkın yüzü de güler.
Emeklinin, asgari ücretlinin ve üreticinin hakkını korumak, ülkenin geleceğini korumaktır.