Metropol Gazetesi – Sanat Köşesi
Türk musikisi, bu coğrafyanın sesle örülmüş tarihidir.
Yüzyıllar boyunca bir milletin duygularını, kültürünü, sevdasını, özlemini ve inancını makamlar aracılığıyla dile getirmiştir.
Her makam, bir karaktere benzer; bir hâli, bir ruhu, bir insanı ya da bir coğrafyayı anlatır.
Kimi zaman bir vedadır, kimi zaman kavuşma. Kimi zaman bir dua, kimi zaman bir düğün alayı...
Bu yazımda, Türk musikisinin temelini oluşturan 13 basit makamı sizlere tanıtmak istiyorum.
Bu makamlar yalın yapılarıyla bilinir ama taşıdıkları anlamlar bakımından son derece derindir.
Her biri, musikimizin asli hüviyetini oluşturan bir sütun gibidir.
1. Çargah Makamı – Aydınlık ve Net Başlangıç
Çargah, Türk musikisinde bir ses perdesinin adıdır.
Portedeki 3. aralıkta yer alan do notasına karşılık gelir.
Bu makam, Batı müziğindeki Do Majör dizisini kullanır.
Dizi yapısı:
2 tam, 1 yarım, 3 tam, 1 yarım ve 1 tam dizi.
Yani: Do – Re – Mi – Fa – Sol – La – Si – Do
Sade, anlaşılır ve temiz yapısıyla musiki eğitiminde genellikle ilk öğretilen makamdır.
Dinleyene berraklık, netlik ve bir tür “yeni başlangıç” hissi verir.
Sanki müziğin sabahıdır.
2. Buselik Makamı – Sessiz Bir Hüzün
Buselik, minör dizilimiyle içe dönük bir tavır taşır.
Hüzünlüdür ama karamsar değildir.
Dinginliğiyle, insana geçmiş zamanları, unutulmuş duyguları hatırlatır.
Bir dost mektubu gibidir; sakin ama derin…
3. Rast Makamı – Denge ve Sağlamlık
“Rast” kelimesi, “doğru, yerinde” anlamındadır.
Bu makam da tam anlamıyla sağlam ve güven veren bir yapıya sahiptir.
Türk musikisinin omurgası kabul edilir.
Pek çok makam Rast dizisi temel alınarak türetilmiştir.
İnsana huzur ve içsel bir denge hissi verir.
4. Uşşak Makamı – Aşkın Sade Anlatımı
"Uşşak", “âşıklar” demektir.
Bu makam da aşkı, ayrılığı ve hasreti dile getirir; ancak abartısız ve içten bir dille…
Anadolu halkının duygu dünyasına yakın bir tavrı vardır.
Sıcaktır, duyguludur ve dinleyenin kalbine dokunur.
5. Hicaz Ailesi – Hasretin ve Maneviyatın Makamları
a. Hicaz Makamı – Kutsal Toprakların Hissi
Hicaz makamı, adını Mekke ile Medine arasındaki Hicaz bölgesinden alır.
Eskiler “Hacca gidiyorum” demez, “Hicaz’a gidiyorum” derdi.
Bu makam da o manevi derinliği taşır.
Türk musikisinde en çok bestelenen ve kullanılan makamlardan biridir.
Birçok karma makamda ara perdelerde hicaz etkisi duyulur.
Bu özelliğiyle, “makamların anası” olarak kabul edilir.
Hüzünlüdür ama asil, içlidir ama dengelidir.
Kalpten kalbe yol bulan derin bir ifade taşır.
b. Hicaz Hümayun – Vakar ve Asalet
Hicaz’ın daha ağırbaşlı, daha saraylı bir versiyonudur.
Klasik formda ciddi bir duruşu temsil eder.
İçine kapanıktır ama çok derin duygular taşır.
c. Hicaz Uzzal – İçli ve Yoğun
Hicaz makamının daha içe dönük ve duygusal bir çeşitlemesidir.
Dinleyen üzerinde derin bir tesir bırakır.
Ayrılığın ve özlemin daha keskin hâlidir.
d. Zirgüleli Hicaz – Puslu Bir Hüzün
Zirgüle perdesiyle süslenmiş bu makam, hafif puslu ve melankolik bir hava taşır.
İnsanı alır uzak diyarlara götürür.
Sitemkâr ama yumuşaktır.
6. Neva Makamı – Sakin ve Dengeli
Neva, orta seslerde dolaşan, ne yükselen ne alçalan, ölçülü bir makamdır.
İç huzuru, sabrı ve sessiz gücü temsil eder.
Klasik Türk musikisinin merkezî makamlarındandır.
Sade ama derin bir etkisi vardır.
7. Hüseynî Makamı – Toprak Kokusu, Kavalın Sesi
Hüseynî makamı, adeta köyün sesidir.
Ova, bayır, kuzular, çobanın kavalı…
Bu makam, memleket kokar.
Bir hikâye anlatır:
Yanık Ömer savaştan köyüne döner.
Köylüler bayram eder. Sevdiğine kavuşur.
Düğün alayı kurulur. Gelinin eline kınalar yakılır.
Davullar vurur, halaylar çekilir…
İşte Hüseynî, bu Anadolu manzarasının sesidir.
8. Karcığar Makamı – Zarafet ve İncelik
Karcığar, kıvrak yapısıyla dikkat çeker.
Neşeli değildir ama canlıdır.
Nazlı, zarif ve içli bir makamdır.
İstanbul fasıl musikisinin gözde makamlarındandır.
Dinleyene naiflik ve estetik bir zevk sunar.
---
9. Basit Suzînâk – Sessizce İç Yakan
"Suzi-nak", yani “iç yakan” anlamına gelir.
Ama bu yanış bir çığlıkla değil, derin bir sükûnetle olur.
Bir veda mektubu gibidir; susar ama her kelimesi duyguyla doludur.
Sakin görünür ama yürekte ağır izler bırakır.
10. Kürdî Makamı – Sitemli ve Modern Duruş
Kürdî, yalınlığı içinde derin duygular taşıyan bir makamdır.
Kırgınlık, sitem ve içsel bir yalnızlık hissi verir.
Ancak bu ifade, yüksek sesle değil, zarif bir suskunlukla yapılır.
Günümüz Türk müziğinde, özellikle fantezi ve modern şarkı formlarında bestecilerin sıklıkla başvurduğu bir makamdır.
Halkın severek dinlediği eserlerde yer bulur.
Örnek olarak:
Adanalı bestekâr Kemani Talat Er’in unutulmaz eseri "Okyanus mu iki şehrin arası"
Zekai Tunca’nın "Onun olmaya hakkım yok", "Tanrım" gibi eserleri,
tam anlamıyla Kürdî makamının modern yüzünü temsil eder.
Bu eserlerdeki duygusal yoğunluk, Kürdî makamının en belirgin yansımasıdır.
Son Söz: Makamlar, Kalbin Dilidir
Bu 13 basit makam, Türk musikisinin temel taşlarıdır.
Ama sadece teknik dizilimler değil, aynı zamanda bir milletin hissiyatı, tarihi ve kültürüdür.
Her biri bir karakter gibidir:
Kimisi içli bir âşık,
kimisi ağırbaşlı bir derviş,
kimisi sevinçli bir çocuk,
kimisi ise suskun bir yolcudur.
Sevgi ve saygılarımla... SABRİ GELİCİLİ