Her şehrin kendine özgü bir sesi vardır.
Bazıları bu sesi işitir. Bazıları o sesin içinden geçer.
Ve bazıları, o sesi bizzat inşa eder.
Adana’da müziğin sesi varsa, o seste mutlaka Sabri Gelicili’nin izi vardır.

Sabri Gelicili olmak; bir ömrü susmadan, yorulmadan sanatla konuşmak demektir.
Bir keman yayına binlerce duyguyu sığdırmak, udun tellerinden binlerce anı dökmek…
Sabri Gelicili olmak; kendini göstermeye çalışmadan görülen, övünmeden takdir edilen bir duruşun adıdır.

Henüz çocukken, piyano başında başladığı yolculuk, onu sadece bir müzisyen yapmadı. Onu bir “anlatıcı”ya, bir “açan”a, bir “iz bırakan”a dönüştürdü.
Müzik, onun elinde sadece bir sanat dalı olmadı; bir dilden daha ötede, bir yaşam felsefesi hâline geldi.

40 yıla yaklaşan sanat geçmişinde;
– TRT repertuvarına giren besteler,
– Türk Musikisi ile Batı müziğini aynı potada eriten cesur projeler,
– Onlarca koro, yüzlerce konser,
– Binlerce öğrenci…
Ve hepsinin ortak noktası: Sabırla, aşkla, özveriyle çalışmak.

Kurduğu korolarda yalnızca sesleri değil, gönülleri de bir araya getirdi. Her konser bir sahne değil, bir buluşmaydı. Her prova, notalardan çok duyguların konuştuğu bir mekândı.

Ama belki de en kıymetlisi; bir “usta” gibi değil, bir “yol arkadaşı” gibi yürüdü öğrencileriyle.
Sahne ışıkları kadar, sınıf tahtasını da aydınlık bir alan olarak gördü.
Sanatın yalnızca anlatmak değil, aynı zamanda dinlemek, anlamak, sabretmek ve büyümek olduğunu hep hatırlattı.

Ve zamanla, ismi Adana’nın müzik hafızasına kazındı.
Kimileri ona “Tatyos Efendisi” dedi.
Bir unvandan çok, bir hissin adıydı bu.
O gelenekten beslendi ama yeni yollar açmayı da bildi.
Çünkü Sabri Gelicili olmak, hem geçmişi bilmek hem geleceğe söz söyleyebilmektir.

Bugün hâlâ aynı heyecanla ders veriyor, aynı titizlikle eser yazıyor, aynı aşkla sahnede müzikle buluşuyor.
Ama en çok da aynı nezaketle dinliyor, anlatıyor, paylaşıyor…

Sabri Gelicili olmak;
Bir şehrin müziğine ses,
Bir öğrencinin yoluna ışık,
Bir bestenin içine yürek koymaktır.
Ve en önemlisi; bütün bunları gösterişten uzak ama derin bir iz bırakarak yapmaktır.

Bu köşede anlattığım her şey; aslında notalarla anlatamadığım yerlerin kelimelere dökülmüş hâlidir.
Ve bu yolculuk daha bitmedi.
Çünkü müzik, hiç susmayan bir iç sestir.


✍ Sabri Gelicili
(Sevgilerimle…)