Yazıya geldim, kitaplarımın sayfaları ekiliyordu yeni sürülmüş toprağa. Kitapları imzalamak hoş da tek kişinin mülküne bırakmak var. Kendime yetmiyorum ki artayım. Sevdim yanında, sevmedi karşımda oldu. Yakışıyorsun bana, farkındasın. Dört yanım dost, puştlar elketede. Kızarak bakıyor, imrenerek izliyordu. Kendimi haklıyken haksız çıkartamıyorum. Duruyorum kavgadaş, yürüyorum dost, dönüyorum sola aşk, gezden gözden arpacıktan bakan rüsvaydı. Bugünlerde gelsen, beklemese doğacak çocuklar. Bir başkasını yargılama hakkını buluyordu kendinde kusurluyken. Öğretebilirim kendime güvenmeyi. Siz konuşmalarımı değil beni dinleyin öncelikle. Nasıl etsem, konuşurken dilime, belime sahip olmasam. Büsbütün sevdim seni, yoksa geleceğe karışmazdım. Öyle çok kalabalıktım ki içimde, Salda gölü kuruyordu. Hangi mevsimdeydik? İzlerden anlaşır, izi sürmek gerek. Her karşılaştığımda değerli olduğumu hissettiriyordum kendime. Yarın dünün tekrarı değil, yarından devam ediyordu. En iyisi işgal toprağına yatırayım bildiklerimi, satılan topraklardan manzaralar toplanır böylece. Bir de ben varım seçici kurul, her şeyin başı olan. Biraz da sevinçleri, dostlukları, iyilikleri bal eyleyelim. Kuşlar gibi diziliyor kelimelerim kaşlarınıza. Bugün kendime icabet ettim. Her açtığım kapı sınıfıma götürüyor. Her şeyi evvelden kendime anlatıp sonra çıkıyorum sokağa. Lakin çıkmadan kendimi kitaplarıma armağan ediyorum. İdelerimdi üreticiyle buluşturan. En iyisi dolu yağmalı. Düelloyu kazanmaktı karşı cinse yürümek. Elimde açılıyor yanakları. İyiyim, saçlarınla uyudum bu gece de.