Dedim ki: "Duygularının esiri olursan efendin olamazsın, mantığınla var olursan hayatının öznesi olursun." Çekip gelebileceği yerdeyim. Sondan başlangıca gidince buldu bendeki güveni. İnsan ne kadar zeki olursa olsun sevdiğinin bir sözüne kanacak kadar akıllı olmalı. Büyüdükçe fikirleri mecalli kalıyordu sevgisi. Benimse her tümcemin sonunda yeni bir hikâye başlıyordu. Ben zaten kendime göre doğrulardan oluşmuş bir doğruyum. Fikirlerim yağdıkça kente azalıyordu çalma çırpma, çünkü iyiliklerin kırbaçlamasındandı kötüleri önüme katışım. Vaktim yok bu aralar kendimi sevmemeye. Șaşırmayıp da yas yerime gelecek olanlara bir kitabımdan vereceğim. Önemli olan beni bulmasıydı konuşmalarında. Toparlandım. Yasal soygun kasasıydı vatanlar. İnanın geceleri daha net görüyor kitaplarım. Dolunay oluyor öyküm, düşünce sayfaya gözüm. Tüm yanlışları göz önüne istif edercesine süpürüyordu. Kimse tanımadı beni, oysa ki bende istemiyordum tanınmak. Az erken geldim her bir şeyi oldum. Demlendirilerek servis ediliyor öykülerim. Çok dinliyorum herkesi. Kendime bir şeyler anlatırken eğleniyorum. Zihin açan aforizmalarımı kulağına küpe yapıyor ve noktalamaları kaldırarak sürdürüyor evrilmeyi. Bundandı hep önceden gelişim aklına, sonradan hiç unutamaması ve de her kitabımın köşe başında beni görmesi. Hayatında bulamadıklarını kitaplarımda buldu. Ah şu aşk vakitleri, insanı pek özenli yapıyor. Ölüm dediğin gelip geçiyor, ben gidince kalıyorum. O halde bütün insanlar eylemdeyken ölmeli.