Adana yazı tarif isterse, tarif falan vermez. Ateşi boca eder üstüne üstlük, "Al sana yaz!" der. Temmuzun ortasında değiliz, sanki cehennemin kapısında nöbet tutuyoruz. Gölgelik arıyoruz ama gölge bile kaçmış gitmiş, betona bastığında kendini sucuk gibi pişmiş hissediyorsun.
Saat sabah 8, Adana’da güneş doğmaz; saldırır. Klimalar iflas bayrağını çekmiş, vantilatörler artık sadece sıcak hava üflüyor. İnsanlar serinlemek için buzdolabına girmeyi düşünüyor, ama dolap da artık içten içe ısınıyor. Böyle havada dışarıda simit satmak, mangalda tantuni yapmak, trafik polisliği yapmak… Allah sabır versin.
Meteoroloji “42 derece” diyor ama biz biliyoruz ki Adana’da sıcaklık termometrede ölçülmez; ruhunla hissedersin. Gölgedeki 45 derece, direğin altındaki lastik izinde 60’a yakın. Asfaltın üstünde yumurta kırsan, kahvaltı hazır. Ayakkabının altı eriyor, terlik eriyor, sabır eriyor.
Çocukken “klimasız yaşanmaz mı?” derdik. Artık “klimasız hayat, hayatta kalmak mı?” sorusunu sorar olduk. Yaşlılarımız eskiden "biz bu sıcakları 12 yaşımızda pamuk tarlasında yaşadık" derdi; şimdi torunları tarlaya değil, AVM’ye gidiyor serinlemek için.

Beton Şehir, Yan Şehir

Adana’nın betonlaşması bu sıcağı cam fanusa çeviriyor. Beton binalar, asfalt yollar, gölgesiz parklar... Gündüzü ayrı dert, gecesi daha beter. Saat gece 3, dışarısı hâlâ 33 derece. Pencereleri açsan sıcak fön geliyor, kapatsan içerisi sauna.
Eskiden çatılarda yatardık, şimdi klimaya güveniyoruz ama o da elektrik faturasına düşman. Bir yandan sıcakla, bir yandan faturayla boğuşuyoruz. Sanki terimizin her damlası ay sonunda hesaba yansıyor.
Bu sıcakta Adanalının en büyük silahı yine mizahı. "Klima bizden daha çok çalışıyor, maaşı hak ediyor", "sinek bile uçmuyor, bayıldı", "dışarı çıkarken yanımıza buz torbası alıyoruz" diye gülüyoruz ki ağlamayalım. Mizah, Adanalının kliması gibi: dışı cayır cayır, içi buz gibi.
Ağaç dikmeli, parkları büyütmeli. Beton yerine nefes alınacak alanlar yaratmalı. Adana'nın sıcağı kader değildir, doğru şehircilikle serinletilebilir. Ama en önemlisi: Birbirimize iyi bakmalıyız. Sıcaktan kavrulmuş sinir uçlarımıza sabır gerek. Herkes sıcakta yanıyor, kimse kimseye buharını üflemesin.
Çünkü Adana’nın sıcağı ortak derdimiz. Birlikte terleyip birlikte serinleyeceğiz. Ha unutmadan, Adana’da yaz ne zaman biter? Vallahi biz de bilmiyoruz, ama Ekim'e kadar umut etmeyin.