Önce insandır;

‘’Adanalı’yık Allah’ın adamıyık’’ der;

Güvenir kendisine;

Vicdanlıdır;

Acır insana;

Hürmetkârdır;

Sofrasını açandır;

Merttir, namert değildir;

Delikanlıdır, kitabını yazmıştır;

Adanalı şalgam satar, bici satar, arkadaşını satmaz;

Arkadaşının sırrını arkadaşıyla paylaşmaz;

Suç ortağıdır arkadaşının;

Dostuna, komşusuna çelme takmaz;

Adanalı şakacıdır, dalgacı değildir;

Meraklıdır, bilir merak bilgilenmeyi getirir;

İnsana dost olur, post olmaz;

Baktı olmadı arkadaşını değil kendini sokar, yengeç gibi yürümesi de bundandır;

Gammazcı dedirtmez kendine;

Bir kız için kavga etmez;

Bir erkek için küsmez;

Cinayet işlemez;

Adanalıdan mafya çıkmaz, çıkarsa Kabadayı çıkar, Uçan Kale gibi, İnce Cumali gibi…

Mazlumun, fakirin, ezilenin yanındadır;

Adanalıdan tetikçi olmaz;

Tahsilatçı değildir;

Kullandırmaz kendisini maşa gibi;

Hatalıda olsa arkadaşının yanında olur, ama hatasını söylemekten de çekinmez;

Köşe başlarında, cami önlerinde dilenmez bir Adanalı;

Beleşçi değildir, yetenekleriyle kazanır, faizcileri gördüklerinde analarının kırığını görmüş gibi olurlar;

Acından ölür yine de dil bükmez, boyun eğmez;

Hırsızlık bilmez Adanalı, komşusunun tavuğuna tenezzül etmez;

Komşusuyla ağlar komşusuyla güler;

Ağız dolusu küfretmeyi sever, ama anaya, bacıya, avrada küfür etmez;

Adanalı kaba görünür, sivri burunlu ayakkabısının ökçesine basar, ama pamuk gibi de yüreği vardır;

Kirli değildir beyni;

Sokağını temiz tutar;

Severse harbi sever, Allah’ına kadar sahiplenir;

Gideceği yeri bilir, duracağı yeri de;

Misafir gelenlere kucak açar;

Yerleşik hayata geçenlere Adana kültürünü öğretir;

Öğrenmeyenlere misafir gözüyle bakar;

Kimseyi dışlamaz;

Ayrımcı değildir;

Kendisini de küçük görmez;

Ölümden korkmaz;

Sever toprağı;

Topraktan almıştır rengini;

Centilmendir Adanalı.