Adana, Çukurova'nın bereketli topraklarında kurulu, Akdeniz'in incisi bir şehir. Pamuk tarlaları, narenciye bahçeleri ve Seyhan Nehri'nin suları ile anılan bu diyar, yıllardır tarımın kalbi olarak atıyor. Ancak son aylarda, barajlardaki doluluk oranlarının hızla düşüşü, bu bereketli tabloyu gölgeliyor. Yaz sıcağının pençesinde, su seviyelerindeki azalma sadece bir istatistik değil; günlük hayatı, ekonomiyi ve geleceğimizi tehdit eden bir alarm. Peki, bu düşüşün arkasında ne var ve Adana ne yapmalı? Öncelikle, gerçeklerle yüzleşelim. Adana'nın su kaynaklarının büyük kısmı, Seyhan, Aladağ ve Çakıt gibi barajlara dayanıyor. Bu barajlar, hem içme suyunu hem de tarımsal sulamayı besliyor. Hatırlarsak, kış aylarında yağışlarla dolan bu depolar, bahar ve yaz aylarında tüketimle birlikte erimeye başlıyor. Ama bu yılki düşüş, sıradan bir mevsimsel dalgalanma değil. İklim değişikliğinin etkisiyle azalan yağışlar, artan buharlaşma ve kontrolsüz su kullanımı, doluluk oranlarını kritik seviyelere indiriyor. Düşünün: Bir zamanlar %70'lerin üzerinde seyreden barajlar, şimdi %60'ların altına inmiş durumda. Bu, sadece sayılarla sınırlı değil; Çukurova'nın verimli ovalarını susuz bırakma riski taşıyor. Tarım açısından durum daha da vahim. Adana, Türkiye'nin pamuk ve mısır ambarı. Çiftçilerimiz, sulama için baraj sularına muhtaç. Su seviyesi düşünce, sulama randımanı düşüyor, ürün verimi azalıyor. Sonuç? Artan girdi maliyetleri, düşen rekolte ve çiftçinin cebinde delik. Hatırlayın, geçen yıllarda kuraklık dönemlerinde pamuk fiyatları uçmuş, ama çiftçi kazancı yerlerde sürünmüştü. Şimdi, eğer önlem alınmazsa, bu senaryo tekrarlanacak. Üstelik, sanayi tesisleri de etkileniyor; tekstil ve gıda sektörleri, su kıtlığından üretimlerini yavaşlatmak zorunda kalabilir. Adana'nın ekonomisi, suyla nefes alıyor; barajlar boşalırsa, şehir de boşalır. Peki, neden bu hale geldik? Su kaynaklarının yönetiminde yıllardır süren ihmaller büyük rol oynuyor. Yağmur suyu toplama sistemleri yetersiz, yeraltı sularının aşırı çekilmesi devam ediyor ve tarımda damla sulama gibi verimli yöntemler yeterince yaygınlaşmadı. İklim değişikliği, küresel bir sorun olsa da, yerel yönetimlerin hazırlıksızlığı felaketi büyütüyor. ASKİ gibi kurumlar, uyarılar yapıyor ama uygulamada eksiklikler var. Vatandaş olarak bizler de sorumlu muyuz? Evet, muhtemelen. Gereksiz su israfı, bahçe sulamalarında hortum kullanımı, endüstriyel atıklar... Bunlar birikince, barajlar kuruyor.Ama umutsuzluğa kapılmayalım. Çözüm mümkün. Öncelikle, acil tasarruf kampanyaları şart. Okullarda, mahallelerde su bilinci eğitimi verilmeli. Tarımda, modern sulama teknikleri teşvik edilmeli; devlet destekli projelerle damla sulama yaygınlaştırılmalı. Barajlara alternatif kaynaklar yaratılmalı: Deniz suyu arıtma tesisleri veya yeraltı sularını yenileme çalışmaları. Uzun vadede ise, ormanlaştırma ve iklim dostu politikalarla yağış rejimini iyileştirmeliyiz. Adana Büyükşehir Belediyesi ve DSİ, el ele verip master plan hazırlamalı. Vatandaş olarak, faturalarımızı kontrol edip, damlalıkları tam kapatmalıyız.
Trend Haberler
Şevkin’den Sert Uyarı: “Yüreğir İkinci Sınıf Muamele Görüyor!”
Pert Olan Araçlarda Kasko ve Trafik Sigortası Süreci Nasıl İşler?
Sahte İsimle Ünlü Yazar Oldu… Firari Katil Villada Yakalandı!
Adana’da Ocakbaşında Kanlı Pusu! İş Yeri Sahibi Hayatını Kaybetti
Adana’nın Kalbine Dokunacak Dev Yatırım! Fatma Sütcü Kardiyoloji Merkezi’nin Temeli Atıldı
Forex Kabusu: Adanalı Öğretmen Gözyaşlarıyla Anlattı!
Şafak Operasyonu! 6 İlde Silah Şebekesi Çökertildi: 11 Tutuklama!
Kozan’da Feci Zincirleme Kaza: Hastaneden Acı Haber Geldi!
Başkan Turgut’tan Kurakçıl Peyzaj Kararına Destek: Tarihi Bir Adım
Bir Kare Bin Kelime! Adana’da Gazetecilere Haber Fotoğrafçılığı Dersi