Kendisini tanımasaydı, beni tanıyamayacaktı. Beni unutunca devlet daha berbat yönetilecekti. Onu ancak gözlerim uyandırabiliyordu. Bırakamazdım hiçbir şeyi geçmişine, yoksa kent yaşadığını aşk zannetmeyecekti. Bileceksin üzerinde durmasını olur olmaz şey demeden. Ne dolunayda ne de akşamüstü ölmek isterim. Yazarlar kazanır. İnsanlarla kurduğum sıkı fıkı ilişkilerdi dost kazandıran. Yaşlandıkça gençleşiyorum. Değerliydi, bendeydi. Yokken de başı omuzumdaydı. Işığı bilerek çaldırdım. Uzak duran boşa durur, ben yarında varım, bugün zaten varım. O orada kitapsızımken ben burada onunlaydım. Buluştukça kendimle daha çok insana doğruları gösteresim geliyor. En güzel halim size kalacak oluşum. Dirilen kalabalıklar içindeyim. Ne okuyorsunuz diye sorulunca, beni diyemediler, ellerinde açılmış matbaadan yeni çıkmış kitaptım o an. Unutmadığımı anımsadım. Yazar diye yazıyordum, aşk diye okunuyordu. Anımsatıyor olacakları kitaplarım. O gün ben vardım yanında, yenilmedin. Şöyle rahat kavga edesim var, akıtmadan kan. Sevendim sevilen de oldum. Aşırı sevgi unsurları taşıyordu yürümem. Masalın sonunu dinleyecek gözü vardı. Her doğrumda birçok yanlış vardı, bu yüzdendi doğrularımın yarının yanlışı oluşu. Bana da yazık dediğimiz anda başlıyor tedavi. İki tarafta olamayız, ben senin tarafındayım. Uçurumları doldurdum, oynak köprüleri sıklaştırdım. Yoğun istek üzerine çıkıyorum gece yazılamasına. Polis uykuda, asker kışlada, savcılar lojmanda. Ajanslar ölüm haberleri geçmiyor. Kaygısız çıkıyorduk sokağa.