Yalnızlık da kalabalıktım. En keyifli zamanlarda tokuşturuyordum kadehimi benimle.

Kendime erişim engellerini kaldıralı çok oldu. Dayadım aklıma merdiven, buyurun.

Defterimin arasından çıkarıyorum vermediğim papatyaları.

Sürgün değildim, kaçmam tamamen korkmamdandı hak etmediklerimden.

Seviyordum romanlarda yaşamayı, okuyana iyi geliyordu.

Gündelik şeylerdi uğraşmak isteği, soru işaretiydi yarın. Elbise olsaydı pek yakıştı diyecektim, ölüm de yakışır bana.

Ağlayanım değil gülenim olsun. Muskasızdım, annem efsunlamıştı, ondandı tümcelerimin atarlılığı. Yazmamak bekarlıkmış, yazamadığımda anlıyorum.

Azılı katillerde öldüremedi dünden iki gün sonrasını.

Yolunuzdaki ışık gibi kıramazsınız beni.

Gayri resmi tarihçilerin de anlayacağı türdendi yazmalarım.

Koyduğumda başımı buluta kaçıyor uykum.

Küsmedi uzayan kahkahalarıma.

Yenilgilerimin huyu suyu hürmetine bir elimde fotoğrafı, ötekinde bakışım.

Yastığın altına zulaladığım oydu.

Kötülük kazandıkça iyimser oluyorum.

Hırsızlığı suçtan çıkarıyorum, aklımı çaldı.

Kumsala yazılacak bir isim değilim, dalganın süpüreceği. Posta kutumdan el izi çıktı, geçmişime dokunmuş.

Bulmuyorsa yazmalarım yerini, lütfen söyleyin, daha çok yazayım.

Gideceğim diye tutturdu, gittim ona.

Çıktığım eve dönüyorum, anılarım çağırmış.

Ölürsem söyleyemem, geç kal bana.

Papatya mevsimindeydik, seviştik.

Aşkın rengi Özenç'ti, ben sana nar gibiydim.