Uykusuz gecelerde geriye dönüp yazdığım yazılara tekrardan bakınca çoğu kez şaşkınlık sarar aklımı ve mantığımı...
Bu denli sözü bir araya getirmek! Bir defa yazmak bin defa ölmek gibi aslında.
Neden, niçin bunca acı?
Neden ki bunca kelam ve dahi cümle?
Zaten sözün kendisi sitem. Söylesem sitem, söylemesem sitem. Yazının büyülü bir gücü var.
Okumayı ve kitabı sevenlerin erişebildiği bir sırdır bu; kitap severlerin sırrı... Yazmak anlatabilmektir. Anlatmak, anlamanın en kolay yoludur. Velhasıl- kelam; anlamak için yazmak gerek.
(Sil baştan başlamak gerek bazen) Bazen hayatın dahasından ötesi vardır; işte o dahaya tutunmak elzemdir. Dağılıp gitmemek ve dahi tek parça kalabilmek için ille de yazmak gerek.
Gücümüzün tesir etmediği bir ' iç- ben ' taşıyan insanların yazmaları, Tanrının emridir kanaatimce... Yitip gidecektim bu dünyada, beni ve benliğimi 'yazı ' kurtardı.
Yazdıklarım ve sözlerim şahidimdir benim. Hayattan kuşkulandığımda, yolumu kaybetmemek için, Var olabilmek için, Nefes alabilmek için hep yazdım; yazdıklarıma sığındım.
Yazı, benim " vücut iklimimin sultanıdır".
Yazı, Fikrimin İnce Gülü'dür...