Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Eylül ayı enflasyon rakamlarını açıkladı. Beklentilerin üzerinde gelen yüzde 33,29’luk artış, sofralardaki yangını yeniden alevlendirdi. Enflasyonun üçte biri gıda fiyatlarındaki artıştan kaynaklanırken, diğer bölümler konut, ulaştırma ve eğitim kalemlerinden geldi.
Kısacası; tenceremiz kaynıyor ama içi boşalıyor.
“Becerikli yaşar, beceriksizler yok olur gider.”
Bugünkü kapitalist düzenin acı gerçeği bu.
Yıllardır tarım ve gıdadan uzaklaşmamız, ülkenin en büyük hatası oldu.
Oysa bu toprakların gerçeği bellidir: Sofrada ekmek olmadan sanayileşme olmaz.
Toprağını terk eden bir toplum, geleceğini de terk eder.
İstanbul Ticaret Odası Başkanı Şekip Avdağiç, meseleyi kısa ama çok doğru özetliyor:
“Gıdayı düşünmek enflasyonu yenmenin ilk adımıdır. Bu da üretim demektir. Tarıma gerekli destek verilmelidir. Unutmamak gerekir, 10 milyonun üzerinde kişi geçimini tarım ve içecek sektöründen sağlıyor.”
Evet, birey tek başına yeterli olamaz.
Devletin kurumları ve yerel yönetimler, vatandaşı üretimle desteklemek zorundadır.
İnsanı tanımanın sanatı, böbürlenmeden; ama gönüllülükle yönlendirmekten geçer.
Burada sözüm, özellikle belediyelere…
Geçtiğimiz günlerde, kooperatifçiliği çok iyi bilen bir belediye başkanını dinledim. İyi de koşturuyor, genç dinamik...
“Yenişehir Belediyesi, Çevre Şehircilik Bakanlığı tarafından Türkiye’de örnek gösterilen iki belediyeden biri oldu. Kent lokantası açılıyor.” dedi.
İçimden bir ses, çok güzel de... “Altı yıldır bekliyoruz o lokantayı” dedi.
İstanbul’da 34 ilçede 50 noktada, Ankara’da 15, Adana’da 2 pazar yerinde tanzim satış var; sebzeyi, meyveyi halka yarı fiyatına satıyorlar.
Peki neden Mersin’de yok?
Kar amacı gütmeyen bu hizmet, tam anlamıyla halkın nefesidir.
Büyükşehir ile ilçe belediyeleri el ele verirse, bu iş olur.
Yeter ki “taş ocağı” projelerinin önüne insanı ve üretimi koyalım.
Toplum beslenerek yaşar, insanı yaşatan ise üretme duygusudur.
Karanlıktan çıkmak, akılla, emekle olur.
Düşlerinden vazgeçmeden, bilgiyle doğru yatırımlar yapan herkes, karşılığını mutlaka alır.
Ekonomik piyasalara bakarsak; güven ortamı hâlâ en büyük beklenti.
Bankalar faiz konusunda kararsız, konut piyasası durağan.
Tek yükselen değer ise altın.
Tıpkı halkın sabrı gibi… parlıyor, ama kolay elde edilmiyor.