Adana’da, garip bir durum var. Örneğin; işçiye soruyorsunuz: Geçinemiyorum.
Çiftçiye soruyorsunuz: Bir daha ekmeyeceğim.
Besiciye soruyorsunuz: Artı kurtarmıyor.
Öğretmen, hemşire, doktor: Hepsinde ayrı bir memnuniyetsizlik.
Emekli ve asgari ücretli ise insan onuruna yakışmayan bir ücrete mahkum edilmekten, geçinememekten, çoluk çocuğuna, torunlara bir harçlık bile verememekten yakınıyor.
Esnafa sorsanız, borç batağında.
Bu arada ülkede çalışanların yarısı asgari ücretli…
Ülkenin bir diğer yarısı da icralık!
Adana Türkiye’nin en yoksul illerinden biri ama iş dünyası temsilcileri ihracat rakamlarıyla övünüyor, ekonominin iyiye gittiğini söylüyor ne vergilerden şikayetçiler ne iflaslardan ne de hak edişlerini alamadığı için intihar eden insanlarından.
Hakikaten garip bir durum.
Millet çöpten ekmek topluyor, sofralar küçülüyor, onlar ise toz-pembe bir profil çiziyor.
EDİTÖRLER O AJANSTAN YAKINIYOR
Adana’da, günlük yerel gazetelerin en çok abonesi olan haber ajansı belli.
Bunu bilmeyen yok. Bakıyorsunuz haberlerde yer alan imzalara; sekiz-dokuz kişi var.
Son2-3 günlük haberlerde en az sekiz kişinin imzası var ama gelen haber sayısı beş ya da altı tane.
Yahu gazeteler ortalama 8 sayfa çıkıyor.
Muhabirler çok önemli haberlerini hafta sonunda beklettiği için ya da seçici davrandığı için hafta sonları editörler için zorlu geçiyor.
Hafta içini beş haberle kapatan malum ajans, hafta sonu editörler ve gazete sayfalarına haber hazırlayan haber merkezi çalışanlarını isyan ettiriyor.
Her muhabir günde iki haber geçse 18 haber eder. Hadi 16 olsun. Hatta 10 habere de razıyız.
Normalde 10 haber iki buçuk sayfa eder.
Çok değil 10 yıl öncesinin efsane ajansı gitmiş, yerine tel tel dökülen ajans gelmiş.
Lütfen biraz gayret, biraz daha haberlere ağırlık verin.
Bazen de abonesi oldukları firmaların reklam haberlerini yolluyorlar.
Bu böyle olmaz.
Editör arkadaşlar sürekli yakınıyor.