Dalga dalga operasyonlar, tutuklamalar, itibarsızlaştırma, mala çökme, şiddet, zamlar, orman yangınları, sofralardaki ekmeğin küçülmesi, korkunç bir ahlaki erozyon ve ne kadar lanet olasılık varsa hepsinin bilançosunu tutuyoruz şimdi.

CHP’nin Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının üzerinden ne kadar zaman geçti? Zeydan Karalar kaç zamandır içerde, daha ne kadar kalacak orada, çıkınca göreve iade edilecek mi, edilmeyecek mi? Oya tekin ve Kadir Aydar’ın akıbeti ne olacak?

Hasta tutuklular neden serbest bırakılmıyor, ölmeleri mi bekleniyor ya da isteniyor acaba? Bir değersizleştirmedir almış başını gidiyor şimdi. Hukukun üstünlüğünden üstünlerin hukukuna yol aldığımız yerde paramızın da değeri düştü, insanlığımızın da. Vicdanlarda sabıkalanır mı hiç adalet dağıtan?

Biz aslında açları yardım kuyruklarında kapıştırırken başlamıştık değer kaybetmeye. Bir yanda lüks, şatafat, diğer yanda görgüsüzlük. Çocuklara gerici sapıklar tecavüz ettiğinde ‘’bir kereden bir şey olmaz’’ diyen aile bakanını alkışlarken koca koca imam hatip mezunu milletvekilleri, işte o zaman ölmüştü aslında insanlık.

**

Kıyılarımız yağmalanırken, en bereketli topraklarımızın üzerine koca koca binalar dikilirken kaybettik çok şeyi. Bir değeri kalmadı artık çünkü bitirdik oradaki bereketi. Sokaktaki bir yavru köpeği üzerine benzin döküp yakanlarla ve bu vahşeti kayda alıp paylaşanlarla kaybettik en güzel değerleri.

**

Depremde henüz enkazlarda insanlar ölü, yaralı yatarken depremzedeye çadır sattığımızda yitirdik ahlakımızı. Dindar nesil derdine düştük. Gerici tarikat ve cemaatler okullara girdi. Tarikat yurtlarında yanarak can verdi el kadar çocuklar.

Her şey ateş pahası oldu. Besicinin hayvanının değeri kalmadı. Çiftçinin tarlasının, tarlada kalan sebze, meyvesinin… Paranın değeri kalmadı, hatta derelerin, ırmakların, denizlerin. Bütün akarsuların üstüne kurduğumuzdan beri zehir kusan tesisleri…

Barışın, sevginin bir değeri kalmadı. Kimse kimseye tahammül edemiyor. Ne kadar zor değil mi böyle bir ülkede kadın ya da çocuk olmak? Ne kadar çok öldüler değil mi? Yüzde bin 700’ün üzerinde artarken kadına şiddet, artık bu şiddetin de çetelesini tutuyoruz. Cezalar bile amacını yitirdi, çünkü bir cezasızlık hakim.

Siz yine de bakmayın bu yakınmalara. Bu ülkede yaşanan bunca drama, travmalara, gözyaşlarına, ahlaki çöküşe, yozlaşmaya, işsizliğe yoksulluğa, tarikat cemaat kuşatmasına ve iyiye giden hiçbir şey olmamasına rağmen sen yeter ki karartma sol göğsünün altındaki cevahiri…

Sana değmeyen yılan bin yaşamasın. İtiraz et inadına, bütün demokratik haklarını kullanmak diye bir suç yok ama sesin cılız kalmasın. Örgütü ol, başkalarını acısına oh çekilmesine, acıların yarıştırılmasına izin verme.

Ve kanma artık Allah, din, kuran, diye diye yarınlarını çalmalarına. Sen yeter ki unutma kırıntısı dahi varsa demokrasinin yakala oradan hakkını. Reva değil bu sana unutma. Mücadeleyi büyüt. Unutma; Çare de sen dedir umut da sen de.