Adana zorlu bir yazı daha geride bırakıyor.
Havası sıcak olan Adana’da bu sıcaklar her yıl yaz ayına girmekle birlikte kalıcı ama insanın sıcaklığı da kalıcı olacak mı?
Şehir eşkıyası kaynıyor kent.
İhaleyle belediye bir dolmuş kooperatifine hat veriyor, otobüs şoförleri dolmuşların önünü kesip tehdit savuruyor.
Bir derdiniz varsa gidin ilgili belediyle çözün sorunu.
Tepkinizi orada gösterin.
İnsanı sıcak Adana’da, soğuk kanlılar parselliyor bir yerleri.
Parklar bile yağmalanmış adeta.
Sokakta sandalye konulacak kadar yer bulan gelip tezgah açıyor.
Adana’da motosiklet terörü durdurulamıyor.
Neredeyse her güm motosiklet kazasından ölüm ve yaralanma var.
Kaldırımda yürümeye korkuyor insan.
Yaya geçidinde başka motosikletle çarpışıp öldüler kaç kere.
Karşıdan karşıya geçerken bile çekiniyor insan.
Yayalara yeşil ışık yanarken bütün araçlar durmuş beklerken siz adım attığınız anda bir bisiklet ya da motosikletli hızla üzerinize geliyor, acı bir frenle durduktan sonra ters ters yüzünüze bakıyor.
Özel halk otobüsü sürücüleri, duraklarda yaşlı biri gördüğü zaman basıp gaza gidiyor.
Oysa yaşılar için Aile Bakanlığından gerekli ödemeyi alıyorlar.
Olmadık nedenlerle cinayet işleniyor.
Pimi çekilmiş bomba gibi tipler dolaşıyor sokaklarda.
Kaldırımların üstüne araç park ediyorlar.
Gecenin bir vakti abartı bir egzoz takılı motosikletlerle mahalleleri ayağa kaldırıyorlar.
Yüksek sesle müzik açıp etrafa rahatsızlık veriyorlar.
Çöp tenekesinin önünde yere içip bitirdiği su şişesini atıyorlar.
Kent kültürünü yitiriyor Adana.
Sokaktaki köpeğe taş, kediye tekme atan, trafikte cam silme bahanesiyle zorla para almaya çalışan ve daha neler neler…
Şehrin göbeğinde metruk binalar, deprem sonrası az hasarlı evine güvenmeyip taşınan ama o evi satışa çıkaranlar…
Artık vicdanlarda körelmiş.
Seyhan’dan Sarıçam’a Çukurova’dan, Yüreğir’e kadar her yer riskli ve yüksek katlı apartmanlarla örülmüş.
Her yer beton yığını.
Adana artık güneyin parlayan yıldızı olmaktan çıktı.
Bunun yanı sıra işsizlik, yoksulluk ve uyuşturucu kıskacında bir kent olduk.