Kurban Bayramı, bir kez daha kapımızı çaldığında, ruhumuzda derin bir huzur ve dayanışma hissi uyandırıyor. Bu mübarek günler, yalnızca dini bir vecibeyi yerine getirme zamanı değil, aynı zamanda insan olmanın, paylaşmanın ve bir araya gelmenin en güzel anlarını yaşama fırsatı. Kurban, özünde fedakârlık demek; Hz. İbrahim’in teslimiyetinden ilham alarak, kendi benliğimizden, bencilliğimizden vazgeçip bir başkası için adım atabilme erdemi.
Bayram sabahı, güneşin ilk ışıklarıyla birlikte camilerde yankılanan tekbirler, kalpleri birleştiren bir melodi gibi. O an, sadece bir ibadeti değil, bir toplumu, bir kültürü, bir geçmişi ve geleceği aynı anda hissediyoruz. Kurban Bayramı, bu topraklarda asırlardır süregelen bir gelenekle, komşunun komşuya, ailenin akrabaya, insanın insana uzattığı bir sevgi köprüsü. Kurban etini paylaşırken, sadece bir lokma değil, umut, şefkat ve dayanışma sunuyoruz.
Modern hayatın koşuşturmacasında, çoğu zaman unuttuğumuz bir şey var: Birlikte olmanın gücü. Bayram, bu gerçeği bize yeniden hatırlatıyor. Büyük şehirlerin yalnızlaştıran kalabalığında ya da küçük bir kasabanın sakin sokaklarında, kurban kesilirken yan yana duran insanlar, aynı duaya âmin diyor. O an, zengin-fakir, genç-yaşlı farkı kalmıyor; herkes eşit, herkes bir. Sofralarda buluşan aileler, kapısını çaldığımız komşular, belki de uzun zamandır aramadığımız bir dostun sesini duymak… İşte bayramın sırrı bu: Kalplerdeki mesafeleri kapatmak.
Ancak bu bayram, sadece sevdiklerimizle değil, ihtiyaç sahipleriyle de paylaşmayı hatırlatıyor. Kurban, bir et paylaşımı değil, bir niyet paylaşımı. Yoksula, kimsesize, uzak diyarlarda zorluk çekenlere uzatılan bir el. Belki bir çocuğun yüzünde beliren tebessüm, belki bir ailenin sofrasında eksik olmayan bir tabak… Bu, bayramın bereketi.
Kurban Bayramı, aynı zamanda bir muhasebe zamanı. Kendimize sormalıyız: Ne kadar paylaşabiliyoruz? Kalbimiz ne kadar açık? Komşumuzun, uzak bir coğrafyadaki mazlumun derdiyle ne kadar dertlenebiliyoruz? Belki de bu bayram, sadece kurban kesmekle değil, bir gönül kurban etmekle, bir kırgınlığı affetmekle, bir yanlışı düzeltmekle daha anlamlı hale gelir.
Bu bayram, bir kez daha hatırlayalım: Kurban, vermekle çoğalan bir nimet. Sofralarımızda, dualarımızda, gülüşlerimizde bu bereketi yaşayalım. Birbirimize sarılalım, dargınlıkları unutalım, ihtiyaç sahiplerine elimizi uzatalım. Çünkü bayram, bir olmak, bir kalmak demek.
Herkese sevgi, huzur ve bereket dolu bir Kurban Bayramı dilerim. Bayramınız mübarek olsun!
Paylaşmanın ve Birlikteliğin Zamanı
Devran Sami
Yorumlar
Trend Haberler
Şevkin’den Sert Uyarı: “Yüreğir İkinci Sınıf Muamele Görüyor!”
Pert Olan Araçlarda Kasko ve Trafik Sigortası Süreci Nasıl İşler?
Sahte İsimle Ünlü Yazar Oldu… Firari Katil Villada Yakalandı!
Adana’da Ocakbaşında Kanlı Pusu! İş Yeri Sahibi Hayatını Kaybetti
Adana’nın Kalbine Dokunacak Dev Yatırım! Fatma Sütcü Kardiyoloji Merkezi’nin Temeli Atıldı
Forex Kabusu: Adanalı Öğretmen Gözyaşlarıyla Anlattı!
Şafak Operasyonu! 6 İlde Silah Şebekesi Çökertildi: 11 Tutuklama!
Başkan Turgut’tan Kurakçıl Peyzaj Kararına Destek: Tarihi Bir Adım
Kozan’da Feci Zincirleme Kaza: Hastaneden Acı Haber Geldi!
Bir Kare Bin Kelime! Adana’da Gazetecilere Haber Fotoğrafçılığı Dersi