CHP’de üye takvimi ilçe binalarında askıya çıktı. Her seçim dönemi öncesinde olduğu gibi, bu takvim partinin en önemli iç demokrasi süreçlerinden birini başlatıyor. Fakat bu yıl bu süreç, sadece bir formalite olmaktan çok daha fazlasını ifade ediyor.
Çünkü parti tabanı artık bir sorunun cevabını net olarak görmek istiyor:
Belediyelerde görevli olup, maaşını çalışmadan alan, halk arasında “bankamatiçi” olarak bilinen kişiler yönetimlere, il ve ilçe delegeliklerine girebilecek mi?
Bankamatik Sorunu Yeni Değil
Bu sorun CHP’ye özgü değil. Türkiye’de pek çok belediyede, yıllardır aynı maaşını alıp iş yerine uğramayanların olduğu biliniyor. Ancak CHP açısından bu mesele çok daha hassas. Çünkü CHP, kuruluş felsefesinde emeğin, alın terinin ve kamusal ahlakın savunucusu olarak tanımlanmış bir parti.
2019 yerel seçimlerinden sonra, bazı CHP’li belediyelerde “bankamatikçi” personelin varlığı tespit edilmişti. Bazı belediyeler bu kişileri görevden aldı, bazıları sessizce konuyu kapattı. Ancak bu kişiler, sadece maaş almakla kalmıyor; parti içi dengelerde de önemli roller üstleniyor. Özellikle kongre süreçlerinde delege, yönetici hatta il başkan adayı bile olabiliyorlar.
Genel Merkezin Kararı ve Yerelde Uygulama Sorunu
CHP Genel Merkezi bu konuda net bir karar aldı: Belediyelerde çalışan personelin, özellikle de çalışmadan maaş aldığı tespit edilen kişilerin, yönetimlerde ve delegelikte yer almaması gerekiyor.
Ancak kağıt üzerindeki bu kararın sahaya yansıması her zaman aynı olmuyor.
Bazı il ve ilçe başkanları, siyasi dengeleri korumak adına bu kişilere göz yumabiliyor. Çünkü “bankamatikçiler”, partide belli grupların oy deposu olarak görülüyor. Birkaç delegenin oyuyla yönetim değişebildiği için, bu kişiler kritik hale geliyor.
Parti Ahlakı ve Tabanın Tepkisi
CHP tabanı artık bu konuda daha hassas. Özellikle genç üyeler ve partiye son yıllarda katılan kitleler, “ahlaki üstünlük” ilkesinin sadece seçim meydanlarında değil, parti içinde de uygulanmasını istiyor.
Sosyal medyada, parti toplantılarında ve basına yansıyan demeçlerde, “emek hırsızları ile yol yürünmez” mesajı sıkça veriliyor.
Örnek Olaylar
- • İzmir’de bir belediyede, 3 yıldır maaş alıp hiç işe gitmeyen bir personelin aynı zamanda ilçe yönetiminde olduğu ortaya çıktı. Olay basına yansıdı, ancak yaptırım uygulanmadı.
- • İstanbul’da bir ilçede, belediyede memur olarak görünen bir kişinin, asıl olarak özel sektörde çalıştığı ve partide aktif delege olduğu belirlendi.
- • Adana’da, yerel gazetelerde çıkan habere göre, çalışmayan personel sayısının yüzlerce olduğu iddia edildi, fakat soruşturmalar tamamlanmadı.
Bu örnekler, sadece “bireysel yolsuzluk” değil, partinin kurumsal güvenilirliği açısından da ciddi risk taşıyor.
Sonuç: Ya Temizlik Ya Güven Erozyonu
CHP, bugün sadece iktidara karşı değil, kendi içindeki yanlışlara karşı da mücadele etmek zorunda. Genel Merkezin aldığı kararın tavizsiz uygulanması hem parti ahlakı hem de kamuoyu nezdindeki güvenilirlik için zorunlu.
Aksi takdirde, “emek hırsızları” ile aynı safta yürüyen bir partinin, halktan “temiz siyaset” talep etme hakkı zayıflar.
Unutulmamalı: CHP’yi güçlü kılacak olan sadece aldığı oy değil, savunduğu değerlerdir. Ve o değerlerin en başında da emeğe saygı gelir …