Cesur insanlar cesurca sokak canlılarını besleyip cesurca yürüdü mahpushaneye. Açın halinden açlar anlıyordu. Göz göre göre vurulacağım ben. Kim olduğum kadar ne anlattığımı da önemsiyordum. Elimi sürmeden de sevmesini pek beceriyordum. Ölmedim bu yüzden içinde, ölseydim ölecekti. Bende buldu sevgiyi. Üzmeyeceğimi bile bile açtım kalbimi, üzmedi. Yanılmadık. Uğurladı kalbime. Müsaitti aklını başından almama. Enisonu karıştırdım yaşına başına. Beni karakterli yapan satın alamadıklarımdı. Onurumu rengimden almıştım. Vurdu orta yerde. Üşüdü, soğuk davrandı. Başkalarının doğrularını alamıyordum, dokunuyordu mideme. Güvendi, daha önce kendin de karşılaşmadığı. Aşk için üzülüyordu her defasında, ölüm için değil. Karasularımdan geçerse yolun bir gün, haber ver, durdurayım dünyayı, dedim. Hatırladığı vefam oldu. Darlandığında albümümü açıyordu. Yalnızlığını seviyordu, tanıyınca yalnızlığından daha çok sevdi beni. Çünkü ta yarından çığ gibi yuvarlanıp gelen çaresiydim. Bensizken bensiz olmamayı seçerken, onunlayken onunla olmayı seçtim. Esasında bende bulduğu kendi güzelliğiydi. Üstüme bıraktıklarını güncenlenmiş olarak buluyordu. Yazmış biri, "Seni kimse okumuyor ki, harıl harıl kime yazıyorsun?" Kendime, dedim. Elbet görecek beni aralıkta. Lakin biriyle olmak için kendimle savaşa girecek değildim. Çiziyorum kavușmalarımızı menziline. Her söz uçsa da, okum konardı kalbine.