Mutluluğun da gücünü ve dozunu belirleyen şeyler kişiden kişiye, kültürden kültüre, coğrafyadan coğrafyaya değişiklikler gösterebiliyor. Ama anlaşılan o ki özellikle son yıllarda yaşı, cinsi, işi, gelir düzeyi, yaşadığı yer ne olursa olsun herkesin mutluluk beklentisinde bir artış var. Mutluluk skalası giderek yükseliyor. Ve her şey gibi mutluluğun da daha fazlası isteniyor. Diğer taraftan ardı ardına yapılan pek çok çalışma mutluluğun ekonomik olmaktan çok sosyal ilişkiler ve gelişmelere bağlı olduğunu gösteriyor.

Sosyal ilişkileriniz ne kadar iyi huzurlu güvenli ve güçlü olursa sizde o kadar güçlü ve mutlu hissediyorsunuz kendinizi. Günümüzde ne kadar çok önemli olsa da her şey onunla ölçülse de gerçek mutluluğun parayla bir ilişkisi yok. Evet, maddiyat tabii ki sizi mutlu edebilir. Aldıklarınız, yaptıklarınız, çıktığınız seyahatler elbette mutluluk hissiyatı verir. Ancak bunlar hep geçicidir. İçtiğiniz bir kadeh içkinin verdiği haz gibi bunlarında son kullanma tarihi vardır bizler için. Kalıcı olan mutluluk ise, aile ilişkilerinizin, arkadaşlık ilişkilerinizin, sosyal çevrenizin ne kadar sağlıklı ve iyi olduğuyla ilgilidir. Özetle ilişkiler geliştikçe, iyileştikçe, çoğaldıkça mutluluk seviyenizde bununla doğru orantılı olarak artar.

Aynı zamanda mutluluk seviyenizi arttıracak size iyi gelecek bazı adımlarda var. Eğer kendinizden hoşnut değilseniz yepyeni bir size ihtiyacınız var demektir. Bunun için kendinize sorun: Şu anki benden ne kadar memnunum? Güçlü yanlarımı iyileştirmek için ne yapabilirim. Daha iyi hissetmek ve yaşamdan daha çok keyif almak için artı olarak hayatıma neler katabilirim? Böylelikle kendinize küçük küçük hedefler belirleyin ve konfor alanınızdan yavaş yavaş çıkın. İstediğiniz şeyleri için riskler alın. Savaşın, mücadele edin. Mutluluk sizi bulacaktır. Bunun yanında sağlığınıza özen gösterin. Mutlu bireylerin birçoğu sağlıklı ve bedenine cildine kendine iyi bakan kimselerden oluşuyor.

Bunun yanında asla geçmişe takılı kalmayın. Geçmişte yaşadıklarınızın ve olumsuzlukların sizin ayağınıza birer çelme olacağını asla unutmayın. Onları birer deneyim olarak kabul edip, önünüze bakın. Ne yaptım ben yerine şimdi ne yapabilirim ya da neler yapmalıyım diye sorun kendi kendinize. Bu sizin hayata olan bakışınızı da çok olumlu yönde değiştirecektir. Bunun yanında hayır demeyi mutlaka bilin. Bu sizi güçlü hissettirir. Kendinizi kötü hissedip, sizi aşağıya çekeceğini bildiğiniz halde kimseyi memnun etmek için hayır demek yerine evet diyerek duruşunuzdan ödün vermeyin. Bu size değer katar.

Olumsuz düşünmeyi, boşa geçen zamanı, sağlıksız yiyecekleri ve hayatınızdaki gereksiz kişileri bırakın. Böylece mutluluk sizinle olacaktır.

Sağlıcakla kalın. Haftaya görüşmek üzere…