Acaba bugün hangi adres basılacak, operasyonun hedefinde kim ya da kimler olacak?

Kimlere peş peşe soruşturmalar açılacak, kimler yaşanan bütün lanet olasılıklardan nasibini fazlasıyla alacak?

Kimler itham altında kalacak acaba? Dalga dalga operasyonlar, tutuklamalar, gizli tanık ifadeleri, itirafçılar yani FETÖ savcılarının yargıya armağan ettiklerinin beyanlarıyla kimlerin bir gün içinde yaşamları altüst olacak?

Eli yüreğinde bekleyen hasta yakınları bir Ahmet Erhan dizesine dönüşüyor; Herkes birbirinin yüzüne sorar gibi bakıyor: - Bugün kim ölecek?

**

Şimdi bir geleceği kucaklamak için dolu dizgin bir umutla hayata koşan ama geriye dönüp baktığında kendisi gibi yüzlerce kişinin ayrı ayrı mezarlarda yattığı atanamayan öğretmenlere yapılanlar mı haksızlıktı, suç devşirip karartılan yaşamlara ödetilen bedel mi? İşsiz kalmak mı, önce iş bulmaktan, sonra da yaşamdan umudu kesenlerin durumu mu içler acısıydı? Adaletsizliği kavramlara bölüp yarıştırıyoruz şimdi.

**

Soma’da, Ermenek’te, Çorlu tren kazasında, Bolu Kartalkaya’da, depremde, salgında, göçükte, kamyon kasalarından savrulan işçilerin cansız bedenlerinde, altı delinmiş ayakkabıyla sokak ortasında vurulmuş bir gazeteci fotoğrafında, kıyıya vuran bir bebekte, sıvasız evlere inen bayrak bayrak tabutlarda acıları yarıştırdık.

‘’Ben oğluma bir pantolon alamıyorsam niye yaşıyorum ki’’ diyen bir babanın sözlerinde, çocuğunu kurutma makinasıyla ısıttıktan sonra sessizce bedenini ölüme teslim eden bir annenin dramında, bir eline aş ötekine iş yazıp intihar eden fidan gibi bir gencin çaresizliğinde intiharları yarıştırırken milyon milyon mutsuzluklar ekliyoruz yaşantımıza.

Çocuğuna harçlık veremeyen babaların gözlerinde, maske, başörtüsü ve siyah gözlükle pazar artığı toplayan bir kadının sanki çok ayıp bir şey yapıyormuş gibi tedirginliği ve gözyaşları içinde koşarcasına uzaklaşmasında acaba kaç anlam vardır?

Eğitimden, sağlığa, işsizlikten yoksulluğa, çeteleşmeye, uyuşturucu kullanımın yaygınlaşmasına bitmeyen kadın ve çocuk istismarına, şiddete, sokaktaki patiliye işkenceye kadar dört bir yanımız çürüyor, etrafımız bir bataklığa dönüyor. Birileri lüks ve şatafat içinde görgüsüzlüğü gözümüzün içine baka baka yaşarken, kopmalı bir şeyler inceldiği yerden…

Koparmalı kıyameti bir şekilde. Hepimizin yasal hakkıdır itiraz etmek, tepki göstermek ve direnmek.

Demokratik alanda daha fazla direnebilmeli insan ama tek başına değil örgütlü mücadeleyle mümkündür bu. Yoksa gelmez bu yaşananların, bunca dramın, yıkımın, felaketin sonu.

Uyan artık ey halk uyan! Bak şimdi de kadının miras hakkına göz diktiler. Bu gerici, ihvancı, kadın düşmanı, ağaç düşmanı, doğa düşmanı, çocuk düşmanı, liyakatsiz çoğu diplomasız rezil gericilerinin afyonlu din masallarına kanma artık.

Yarınlarını çalıyorlar bak göz göre göre. Çaldırma yarınlarını.

Diren ve kucakla seni bekleyen geleceği…