Türklerde "kültürün karşılığını 'Töre' kelimesi karşılamaktadır. Töre, eski Türklerin yazısız hukukudur. Sonradan yazılı kaideler de eklenmiştir.

Kişiler ve zümreler arası ilişkileri düzenleyen; idarecilerle idare edilenler arasındaki işleri, hak ve görevlerini belirten usullerdir. Kelimeyi ilk kez yazılı biçimde Orhun Kitabelerinde görürüz.

Eski Türk yazıtlarında 'Törü' biçiminde geçmekte ve " kanun, nizam, an'ane ve türemek" anlamına gelmektedir. Ziya GÖKALP bu konuda Töre, Türklerin millî kültüründen başka bir şey değildi ifadesini kullanmaktadır.

Türkiye 'de Kültür konularını ilk kez ciddi ve bilimsel bir şekilde ele alan ve onu milli varlığın temeli haline getiren Ziya GÖKALP, kelimenin kök anlamına uygun olarak 'Hars ' kelimesini kullanmıştır. Kültürü 'Hars" ve 'Tezhib ' olarak ikiye ayırması, Atatürk 'ün hayat anlayışı ve görüşü üzerinde de büyük etkisi olmuştur.

Ziya GÖKALP, Kültür ( Hars) ve Uygarlık arasında hem birleşme noktaları hem de ayrılık noktalarının varlığından bahsetmektedir. İkisinin de toplumsal hayatları içine almasından dolayı birleştiğini ve benzeştiğini söylemektedir.

Aralarında ki farkın ise; Kültürün milli, Uygarlığın ise uluslararası olmasından kaynaklandığını söylerken kültürü " Sadece bir milletin din, ahlak, hukuk, akıl, estetik, dil, ekonomi ve teknikle ilgili yaşayışlarının uyumlu bir bütünü; Uygarlık ise, aynı gelişmişlik düzeyinde bulunan birçok milletlerin toplumsal hayatlarının ortak bir bütünüdür. Diyerek tarif etmektedir.

Ziya GÖKALP, milletlerin kendilerine özgü oluşturduğu " maddî" olmayan değerlere 'Kültür ' adını vermektedir.

Yunus Emre, Bektaş Veli/ Duaları tuttu ili/ Şeker gibi ana dili/ Hem danışıp hem öğrene/ Ne Mutlu Türküm diyene.../