Tv’deki tartışma programlarının yeni trendi ‘savaş tellaklığı yapmak’. Akşam haberlerinden sonra kanal kanal tartışma programları arasında gündem seçimi yaparken epey zorlanıyoruz bu aralar. Hangi kanala tuşlasak, savaş heveslisi, kıyamet senaryoları çizen bir ekip masa başında ağzının suları akarak anlatıyor, çiziyor kendi yarattığı sahneyi oynayarak iştahlıca. Hani caddede bir kaza olsa da, bir arbede çıksa da izlesek paralelliğinde Üçüncü Dünya Savaşı çıksın, heyecan olsun bize de malzeme çıksın diyenlerin hesabı…
Neden mi? Çünkü toplumsal meseleler, siyaset ya da ekonomi artık kimsenin ilgisini çekmiyor. Reytingi yakalamak, cazibeyi arttırmak ve heyecanı tavan yapmak için ülkeler arasında olmayan savaşı çıkartıyoruz neredeyse. Kore’yi Japonya’ya ya da Çin’i Tayvan’a saldırtıyoruz bir gecede. Reyting uğruna her şeyi göze alabilecek bir hayal gücü var elimizde. Ama peşine takılıp da sorgulamamız gereken onca şey var ki…
Az bir parayla sabahtan akşama kadar çalışan bir emekçi ile günlük cirosu milyon dolarlara varan yeni nesil iş insanları arasındaki fark mesela. Ya da her geçen dağılan ,çöken ahlağımız , mafyalaşmaya özenen ergenliğimiz, gelecek kaygısıyla gözüne uyku girmeyen yaşlısı, genci, teknolojinin esir aldığı berbat yalnızlığımız yüzünden kimseyi dost göremeyişimiz…Bunlara ne zaman sıra gelecek kim bilir? Doğru ya, biz daha çok tribüne oynamayı seviyoruz, sahada olup bitenler kimsenin de pek umurunda değil!