Yükü ağırdır yazının. Yüreği vardır yazının. Kurutulup terkedilen çokça nehirler olsun. Verin ödediğim bedeli, geri alın verdiğin(iz) yeteneği... Birileri, ben de yazabilirim diyebilir; Ancak bu cümleleri, hangi koşullarda, hangi iç acılarla yazıldığını 'kimse bilmez- bilmez kimse'... Ateşten geçmek için 'semender' olmak, efsanede adım yaşasın diye büyük bir 'çölü' geçmek zorunludur. Biliriz. Kağıt üstünde yaşanılan hayatın sonu, ateşte yanmaktır. Ne denli özveride bulunuyoruz, Yazabilmek için. Anlattığımız hikâyelerde yolumuzu kaybettiğimizde olmuştur, bazen. Yazabilmek için 'labirentte' kaybolmamayı öğrenmek elzemdir, Kanaatimce... Yazabilmek; Derin sularda boğulmamaktır. Yazabilmek; körkuyulardan merdivensiz çıkabilmektir. Yazabilmek, kördüğümleri çözebilmektir... Yazı sırdır. Yazıcı ise sır saklamayı "bilmeyen" sır kâtibidir. Yazıdaki dumanın 'ateşi ' yazanın yüreğinde harlanır, tutuşur dizeleri, kül olur; okuyanların yüreğinde 'gül' olur. Yazıyı yazanda gün olur, alır başını gider, yelkovan kuşlarının peşi sıra...
Trend Haberler
Jandarma İnternette Suçlulara Göz Açtırmıyor
İş Yeri Sahibi Kiracısını Koltuk Değneği İle Darp Etti
Adana Kadın Platformu’ndan Kayyım Atamalarına Karşı Tepki
Avrupa Şampiyonu Sara’dan Başkan Oya Tekin’e Teşekkür Ziyareti
Film Karakterleri Üniversite Öğrencileri İle Vücut Buldu
Binanın Terasından Düşen Mühendis Hayata Tutunamadı
Ekipler 24 Saattir Durmadan Çalışıyor
Büyükbaş Hayvanlar Şap Hastalığına Karşı Aşılanıyor
Büyükşehir Belediyesi’nden Dev Enerji Yatırımı
Nemrut Kalderası Onlarca Kuş Türüne Ev Sahipliği Yapıyor