Bu güzel kentimiz Adana, bahar kadar güzeldir. Benim şahsi fikrim; her mevsimi ayrı güzel olan Adana, özellikle bahar aylarını festivalleri ve organizasyonlarıyla adeta bahar gibi yaşatıyor. Tüm Türkiye’yi defalarca dolaşmış biri olarak bu şehrin bende yeri çok ayrıdır. Yurt içi ve yurt dışından birçok teklif almama rağmen, bu güzel şehirden bir türlü kopamadım.

Adana, tarihiyle ve dokusuyla harika bir şehir. Her festivalde Adana’yı tekrar tekrar gezmek, dolaşmak bana bu güzel hisleri yeniden yaşatıyor. Kente öyle bir hava hâkim ki; dışarıdan gelen misafirler bile sanki yıllardır burada yaşıyormuş gibi rahatça alışveriş yapıyor, yiyor, içiyor ve herkesi tanıyormuşçasına selamlaşıp sohbet ediyor. Birçok köşe yazımda Adana’dan bahsetmek beni hep çok mutlu ediyor.

Esnafımız da bu günlerde oldukça mutlu. Satışların iyi gittiğini, gelen misafirlerin memnun ayrıldığını ve her sezon öncesinde bir öncekinden daha iyi hazırlandıklarını söylüyorlar. Hem moral hem de iş gücü açısından; garsonundan müdürüne kadar bu projelerde görev alan herkes kendini geliştiriyor, canla başla çalışıyor. Bu hem Adana’ya hem de kendilerine yapılan bir yatırım aslında.

Her yıl baharı yaşamanın mutluluğu, kokusu, enerjisi; yaz gelmeden önceki bu hazırlık süreci ve projeler, kenti adeta canlandırıyor. Gezerken bir yandan da etrafı ve insanları gözlemliyorum. Görüyorum ki; gezenler kadar çalışanlar da bir o kadar mutlu ve enerjik. Kim ne derse desin, bu şehrin insanı kendine çeken, insanı sarıp sarmalayan inanılmaz bir büyüsü var. Eğer bu şehir bir insan olsaydı, doğum günü kesinlikle Nisan ayında kutlanırdı.

Sağlıcakla kalın.
Haftaya görüşmek üzere…