Her aldığımız nefese şükrederek yaşamayı öğreniyoruz acı bir şekilde. Hani bir laf var ya; Allah'a emanet yaşıyoruz diye. O kadar doğru ki . Her birimiz aslında böyleyiz. Hiç bir farkı yok ;alelade bir gezide başınıza gelenlerle Türkiye'nin belki de en lüks otellerinden birinde başınıza gelecek olan felaketlerin. Aradaki tek fark belki maliyeti olabilir size.

Bir kaç gündür Bolu'daki otelde yaşananları korku filmi izler gibi izledik. Vefat eden insan sayısı o kadar yüksek ki çok üzüldük. Üstelik yarıyıl tatilinde ailelerin çocuklarını alarak gittikleri kendilerini gözü kapalı emanet ettikleri bir yerde böylesine vahim bir olayın meydana gelmesi akıl alır gibi değil. Bu bize bir şeyi daha öğretti. Güvenliğin lüksten konfor alanlarından çok daha önemli ve gerekli olduğunu…

Çevredeki otellerde yangın merdivenleri varken en çok övülen en çok gidilen şu an alevlerden viraneye dönen bir otelin doğru düzgün yangın merdiveni olmaması. Yangın tüplerinin olmaması.. İnsanların odalarda kilitli kalıp canlı canlı ölüme terk edilmesi korkunç gerçekten. İnsanın yaşananları halen aklı almıyor. Burada hiç mi tatbikat yapılmadı ? Personele hiç mi eğitim verilmedi ? Acil durumlarda (yangın deprem sel vb..) hiç mi toplanma alanında bir araya gelme provaları yapılmadı ve bu esnada zaman kontrol edilmedi.

Sorulacak o kadar çok soru var ki…Ancak maalesef cevap verecek yetkili bir kişi yok. Kimin sorumlu olduğu kimin ne yapması gerektiği bu saatten sonra bu acılı ailelerin durumlarının ne olacağı…Bunların hiç bir karşılığı yok. O kadar üzgün ve şaşkınım ki; hangi soruyu sormam gerektiğini de şaşırmış durumdayım. Keşke bu yaşananlar bir kabus olsa..

Ölenlere Allah'tan rahmet kederli aile ve yakınlara başsağlığı diliyorum. Umarım bir daha böyle felaketler yaşamayız.

Sağlıcakla kalın . Haftaya görüşmek üzere