Ekonomik gerçeklerle uyumlu olmayan bu bütçenin, vatandaşın konuta erişimini daha da zorlaştıracağını ifade eden Kısacık, dar ve orta gelirli için konut sahibi olmanın artık “bir hayal” hâline geldiğini söyledi.
“Faiz giderlerinin bakanlık bütçesinin 10 katına çıkması kabul edilemez”
Kısacık, 2026 bütçesinde kamu finansmanının faiz karşısında ciddi bir dengesizlik yaşadığını vurgulayarak bakanlığa ayrılan payın, faize ayrılan miktar karşısında oldukça düşük kaldığını dile getirdi.
“Bakanlığın bütçesinin 10 katını, İLBANK'ın yirmi üç yıldır yaptığı yatırımların 2,7 katını 2026 yılında faize ödeyeceğiz. Keşke ekonomimiz daha iyi yönetilseydi faize giden 2 trilyon 742 milyar lira deprem bölgesinin inşasına, kentsel dönüşüme, şehir ve çevre altyapısına ayrılsaydı” diyen Kısacık, yanlış ekonomi yönetiminin acil yatırım ihtiyaçlarını gölgelediğini ifade etti.
“500 bin konut projesi yaraya pansuman bile değil”
Türkiye’de derinleşen konut krizine dikkat çeken Kısacık, dar ve orta gelirli için açıklanan 500 bin konut projesine 5 milyon başvuru yapılmasının ekonomik tabloyu özetlediğini söyledi.
“TOKİ’nin yapacağı 500 bin konut sorunu çözmez” diyen Kısacık, yüksek enflasyon ve artan maliyetler nedeniyle vatandaşın konuta ulaşım imkânının kalmadığını ifade etti.
“Bu durum ülkemizin sosyo-ekonomik durumunu anlatıyor... Bu hayat pahalılığı ve enflasyonla vatandaşımızın artık konut sahibi olması mümkün değil” sözleriyle tabloyu özetleyen Kısacık, konut sorununda kalıcı çözüm için ekonominin ve alım gücünün güçlendirilmesi gerektiğini vurguladı.
Konuşmasının devamında, “Konuta ulaşım sorunu TOKİ’nin 500 bin veya 1 milyon konut inşa etmesiyle çözülebilecek bir sorun değil. Bu, konuta erişim yarasına pansuman bile değil” diyen Kısacık, vatandaşın yeniden ev sahibi olabileceği bir ekonomik düzen için iktidarın daha gerçekçi ve sürdürülebilir adımlar atması gerektiğini belirtti.
“Depremlere hâlâ hazır değiliz”
Sadullah Kısacık, 6 Şubat depremlerinde yaşanan aksaklıklara rağmen depreme hazırlık konusunda yeterli ilerleme kaydedilmediğini söyledi.
“Görüşmeler sırasında kurumlarımızın hâlâ yaşanacak herhangi bir depreme karşı önlem ve müdahale anlamında hazır olmadığını anladık” ifadelerini kullanan Kısacık, güncellenmeyen risk azaltma stratejilerinin yeni bir afette koordinasyon sorunlarına yol açacağını vurguladı.
Kısacık, “6 Şubat depremlerinde yaşadığımız acı bir tecrübe var. Ancak bu acı tecrübeye rağmen hala acil bir eylem planı olmadığını, risk azaltma stratejilerinin de 2021 yılından bu yana güncellenmediğini görüyoruz” diyerek deprem hazırlığındaki eksiklerin endişe verici boyutta olduğunu söyledi.




