“SAHTE DİPLOMALARLA AFETLERE DAVETİYE ÇIKARILIYOR”
Dr. Tatar, son dönemde gündeme gelen sahte diploma skandallarına dikkat çekerek, liyakatsiz ve denetimsiz bir yönetim anlayışının afet yönetiminde de ciddi riskler oluşturduğunu söyledi. Tatar, “Orman yangınları, Balıkesir Sındırgı’da 6.1 büyüklüğünde yaşanan deprem ve Ankara Etimesgut merkezli sarsıntılar, sistemin yetersizliğini bir kez daha ortaya koydu” dedi.
“AFETLER DOĞALDIR, FELAKETE DÖNÜŞMESİ YÖNETİM ZAFİYETİDİR”
Doğa olaylarının gezegenin doğal süreçleri olduğunu hatırlatan Dr. Tatar, şunları kaydetti:
“Bu olayları afete dönüştüren toplumların kırılganlıklarıdır. Türkiye her seferinde afetlere hazırlıksız yakalanıyor ve büyük bedeller ödüyor. Stratejiler kâğıt üzerinde kalıyor, imar ve afet mevzuatı güncellenmediği için toplum korunamıyor.”
ÇÖZÜM: ULUSAL AFET RİSK YÖNETİMİ SİSTEMİ
Dr. Tatar, afetlere hazırlık için ulusal ölçekte katılımcı ve ekolojik bir afet risk yönetim sistemine ihtiyaç olduğunu vurgulayarak şu önerilere yer verdi:
- Afet risk yönetimi yalnızca binalara odaklanmamalı, sosyal ve ekolojik boyutlar da dikkate alınmalı.
- Yerel yönetimler, afet risk azaltma ve müdahalenin ana aktörü haline getirilmeli.
- Afet hizmetleri sosyal yardım değil, ülkenin geleceğine yapılan yatırım olarak görülmeli.
- Kaynak yaratmak için “Afet Fonu” kurulmalı.
- Acilen “Afet, Acil Durum ve İklim Değişikliği Bakanlığı” oluşturulmalı.
- İmar ve yapı denetim mevzuatı, jeoloji mühendisliği bilimini dışlamadan yeniden düzenlenmeli.
- Tüm illerde diri fay ve afet tehlike haritaları hazırlanmalı.
- Mikrobölgeleme, jeoteknik etütler ve risk modellemeleri yapılmalı.
“RİSK AZALTMA POLİTİKALARI HAYATA GEÇİRİLMELİ”
Türkiye’nin kırılgan yapısına dikkat çeken Dr. Tatar, sözlerini şöyle tamamladı:
“Doğa olaylarını engelleyemeyiz, ama felakete dönüşmesini önleyebiliriz. Merkezi ve yerel idarelerin en temel görevi, toplumu gelecekteki afetlerden koruyacak risk azaltma politikalarını uygulamak olmalıdır.”




