Dünya Otizm Farkındalık Günü dolayısıyla Birleşmiş Milletler üyesi ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de her yıl 2 Nisan’da çeşitli etkinlikler gerçekleştiriliyor. Bu etkinlikler hafta boyu devam ediyor. Dünya genelindeki otistik spektrum bozukluğuna sahip insanlarla ilgili farkındalık oluşturma amacıyla belirlenen bu özel günde Adana Emniyet Müdürlüğü de duygulandıran bir etkinlik gerçekleştirdi. Emniyet Müdürü Ahmet Hakan Arıkan meslektaşlarının çocuklarını makamında ağırlayıp, mutlu etti.

Toplumda bu bilincin yaygınlaştırılması anlamında gerçekleştirilen etkinlikler çok önem taşıyor.

Hatta sorumluluk duygusu muhteşem olan bir anne evladı için kitap yazarak, kamuoyunu bu konuda daha çok aydınlattı.

Avukat İkbal Özlem Arıoğlu’nun Karahan Kitabevi’nden çıkan ‘Serhan'la Otizm Sınavı’ adlı kitabı bir annenin fedakârlığını gözler önüne seriyor.

Evladını otizmden kaybeden Avukat Arıoğlu, kitabında, “Serhan, 4–5 yaş civarındayken gezdiğimiz onlarca doktordan sayın Prof. Atalay Yörükoğlu tecrübesine dayanarak bana: “Kızım, çoğunlukla zamanını çocuğunla beraber güzel geçir, doyarak ve sindirerek yaşa. Bol sevgi, anlayış, hoşgörü ile sürekli basit şekilde onunla konuş,  her şeyi anlat ve onu mümkün olduğunca boş bırakmaksızın dünyasını işgal et ki otizm onu ele geçirmesin.” demişti. Ne güzel özetlemiş. Daha sonra da ekleyerek ne olacağını ancak Allah’ın bileceğini, mucizelere de inanmak gerektiğini belirtmişti. Ben de bu doğrultuda elimden geleni yapsam da okul çağı olan 7 yaş civarına kadar kaygı düzeyi yüksek ve maraton gibi çaba sarf ettim. Her şeyden önce çocuğun öğrenmesi için göz teması,  oturma, emirlere uyma üçlüsünün sağlanması, ilerlemenin anahtarıydı. Bu şekilde öğrenmeye hazırlık becerileri geliştikten sonra, algılama, algıladığını yerine, dikkat, taklit, işaret, sterotipik hareketlerin azalması, öz bakım kaba ve ince motor becerileri, dil-dudak egzersizleri ile dil gelişimi, akademik beceriler gelmekteydi. Aynı domino taşı gibi. Konuşma içinse, iyi iyi düzeyde taklit, özgüven, dil dudak hareketleri, nefes ve bunların hepsinin işlevselleşmesi gerekliydi. Davranış problemlerini aşmayı da unutmamak, hatta metabolizmanın sağlıklı işlemesi için tıbbi müdahaleleri de unutmamak gerekir.” diyerek, ailelere önerilerde bulunuyor.

Siz de çevrenizde otizmli çocuğu bulunan aileleri yalnız bırakmayarak, onlara destek olun. Varlığınızla onların varlığını zenginleştirin. Bu sosyal sorumlulukta sizin de bir payınız olsun.