Bu açıklama, özellikle tarımsal üretim yapanları ve ziraat mühendislerini endişelendirdi. Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, Türkiye’de tatlısu kaynaklarının yüzde 77’sinin tarımda kullanıldığını hatırlatarak, “Bu sezonu atlattık ama önümüzdeki sezon için beklenen kar yağışı olmazsa daha ciddi sıkıntılar yaşayacağız. Damlama sulama sistemlerini devreye almamız gerekiyor” dedi.
Son yıllarda artan iklim değişikliği etkileri, dünya genelinde su kıtlığını tetikledi. Türkiye’de birçok ilde su sıkıntısı yaşanırken, tarımın başkenti Çukurova da bu durumdan olumsuz etkilendi. Araştırmaya göre, iklim değişikliğinin hızlandırıcı etkisiyle Adana ve Mersin 2030’da, İstanbul ve Diyarbakır ise 2050’de içme suyunun tükenebileceği gün anlamına gelen “Sıfır Günü Kuraklığı” ile karşılaşacak.
Damlama sulama sistemleri şart
Araştırmanın sonuçlarını değerlendiren Başkan Doğan, “Yıllardır Çukurova ve Türkiye’nin tamamında kuraklık olduğunu belirtiyoruz. Türkiye olarak toplam tatlısu kaynaklarımızın yüzde 77’sini tarımda kullanıyoruz. Çukurova’da damlama sulama sistemlerinin hiç zaman kaybetmeden devreye alınması gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Doğan, DSİ’nin su kıtlığı nedeniyle bu yıl ikinci ürün ekimini yasakladığını hatırlatarak, “Ürünlere su verilmezse verim kaybı yaşanıyor. Bu sezonu atlattık ama önümüzdeki sezon için beklenen kar yağışı olmazsa daha ciddi sıkıntılarla karşılaşacağız” dedi.
Ziraat Mühendisi Tuğçe Tuzcu ise, Güney Koreli bilim insanlarının araştırmasını değerlendirerek, “Çukurova 2030 yılında tamamen susuz kalabilir. Yer altı su kaynaklarının korunması ve sürdürülebilir sulama sistemlerine geçiş için çiftçileri bilinçlendirmeliyiz” diye konuştu.
Çevre ve İklim Değişikliği Uzmanı Oğuz Şahin de Adana’nın yarı kurak bir bölge olduğunu belirterek, “Barajlar su kıtlığına çözüm olmayabilir. Yer altı sularının korunması ve vahşi sulamadan çıkılarak damlama sistemlerine geçilmesi gerekiyor. Gereksiz su kullanımından mutlaka kaçınılmalı” dedi.





