Üniversiteden mezun olduktan sonra, kendisinin de öğrencisi olduğu Yüreğir ilçesindeki Cengiz Topel İlkokulunda göreve başlayan Melahat Tutaş, birinci sınıftan aldığı öğrencilerini üçüncü sınıfa kadar yetiştirdi. Ancak o yıllarda, makine mühendisi olan eşi Mehmet Tutuş’un (34) geçirdiği iş kazası nedeniyle hayatını kaybetmesi üzerine Tutaş’ın tayini evine daha yakın bir okula çıktı. Böylece, büyük emek verdiği öğrencilerinden 1984 yılında, istemeden de olsa ayrılmak zorunda kaldı.
“41 yıl sonraki buluşma duygulandırdı”
Aradan geçen yıllarda büyüyüp kendi hayatlarını kuran öğrenciler, Öğretmenler Günü nedeniyle Melahat öğretmenlerini ziyaret etti. 79 yaşına gelen Tutaş, kapısında eski öğrencilerini görünce önce tanıyamasa da kim olduklarını anlayınca gözyaşlarına hâkim olamadı.
Ziyaretin kendisini yıllar öncesine götürdüğünü belirten Melahat Tutaş, “Beni ziyaret ettiler, çok duygulandım. Her biri anne, baba, bazıları dede olmuş. 41 yıldır bazılarını hiç görmemiştim. Onların beni ziyaret etmeleri beni çok mutlu etti. Bu gece mutluluktan uyuyamadım. Onlar benim çocuklarım. Kendi çocuklarımdan çok onlarla vakit geçiriyordum. Birkaç kişiyle görüşüyorduk ama bazılarıyla ilk defa karşılaştım. Bazılarının yüz ifadeleri değişmemiş, bazılarını hemen tanıdım” dedi.
“Onları bırakmak zorunda kaldım”
Tutaş, yıllar önce yaşadığı zor süreci anlatırken, “Onları çok küçükken bırakmak zorunda kaldım. Eşim hayatını kaybetmişti ve başka bir yere tayinim çıkmıştı. Onları o şekilde yarım bırakmıştım. Şimdi onları bir arada görünce daha çok duygulandım. Sabahtan bu yana telefonum durmadı. Çocukluğumdan bu yana öğretmen olmayı hayal etmiştim. Allah nasip etti ve öğretmen oldum. O sevgiyi öğrencilerime verebildiğim için onlar da beni arıyorlar. Geziye gidiyorum ve ummadığım yerlerde öğrencilerimle karşılaşıyorum” ifadelerini kullandı.
“Ben hem annesiz hem babasız büyüdüm. Öğretmenim bana anne oldu”
Eski öğrencilerden Hasan Cop, Melahat öğretmenin hayatındaki yerini şu sözlerle anlattı:
“Öğretmenden ziyade bir anne şefkatiyle bizi eğitti. Eşini kaybetmişti ve bizi ilkokul 3. sınıfa kadar okutmuştu. İlkokul 3 değil, sanki 33 yıl bizimle birlikte gibiydi. Bizim yüreğimize dokundu. Ben anne ve babasız büyüdüm, öğretmenimden anne sevgisi gördüm. Simit ve gazoz alamazdım; öğretmenim bana para verirdi ve ancak o şekilde alabiliyordum. Kıyafet konusunda da yardımları oldu. Bize hep anne şefkatiyle yaklaştı. Bunca yıl sonra onunla bağımızın kopmamasının sebebi, onun yüreğindeki kocaman sevgiydi” diye konuştu.




