2025’in ilk sekiz ayında 1.359 işçi hayatını kaybetti. Sadece Ağustos’ta 192 emekçi, iş cinayetlerinde aramızdan ayrıldı. Bu tablo, iş sağlığı ve güvenliği konusunda sınıfta kaldığımızın acı bir göstergesi.
Oysa birçok kazanın önlenmesi mümkündü. Basit bir baret, sağlam bir ayakkabı, uygun bir eldiven… Kişisel koruyucu donanımlar hayat ile ölüm arasındaki ince çizgiyi belirleyebiliyor. Ne yazık ki hâlâ birçok şantiyede emniyet kemeri takılmıyor, kulak koruyucular kullanılmıyor, gözlükler “rahatsız ediyor” diye kenara bırakılıyor.
Unutmayalım: İhmallerin bedeli canlarımız oluyor. İstatistikler rakam değil; her biri ardında aileler, çocuklar, yarım kalmış hayatlar bırakıyor.
Bu sorumluluk sadece işverenin ya da çalışanın değil, hepimizin. Denetleyen kurumdan sendikalara, meslek odalarından bireylere kadar herkesin üzerine düşeni yapması gerekiyor.
Eğer bugün önlem almazsak, yarın yeni acı haberleri okumaya devam ederiz. İş güvenliği bir maliyet değil, yaşatılan hayattır.