Aylardan beri ısrarla vurguladığım iki konu vardı. Birincisi; "Bu seçimler çok sürpriz sonuçlara gebe" ikincisi; "Seçimlerin tartışmasız kazanan partilerinden birisi de Yeniden Refah Partisi olacak” yazmıştım. Bu yazdıklarımın ikisi de çıktı. Milletimizin Recep Tayyip Erdoğan önderliğindeki Ak Parti’ye bu kadar büyük bir tepki göstereceğini ise kimse ön göremedi.
Önce Türkiye özelinde birkaç paragraf ile seçimleri özetlemeye çalışayım. Bu seçimin tartışmasız en büyük galibi CHP ve Ekrem İmamoğlu’dur. Diğer tüm şehirlerde olduğu gibi Bakanlar sadece İstanbul’u ve ilçelerini ziyaret edip oralarda seçim çalışması yapmadı, aylardır adeta evlerinin yolunu unutarak İstanbul’u bir karargâh bildiler. Hepsi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın yeniden kazanılması için çalıştılar. Buna rağmen DEM Parti ile yarı gayr-ı resmi ittifakın dışında Ekrem İmamoğlu tamamını kendisinin belirlediği İstanbul’daki ilçe adaylarıyla adeta gövde gösterisi yaptı; "Siz hepiniz ben tek" diyerek seçime gitti. Farklı bir şekilde de kazandı. Şunu söylememiz artık zor değil. Eğer Ak Parti toparlanıp özüne dönmezse Erdoğan'dan sonra Türkiye’nin yeni lideri Ekrem İmamoğlu’dur.
Anahtar cümle yıllardır değişmedi; Ak Parti’nin özüne dönmesi. Nedir o öz? Recep Tayyip Erdoğan ve 'dava' arkadaşlarının aynen 2001’de olduğu gibi neye karşı çıktılarsa ona karşı çıkmaları neyi savunmuşlarsa onu savunmaları. Milletin şikâyet ettiği şeylere kulak tıkayan, üstenci, ben merkezci siyaseti bırakmadığı sürece, Ak Parti’ye gönül verenlerin gönül dünyasını anlamayan insanların yüksek makam ve mevkilere getirilmesine artık bir son vermezlerse be seçimler Ak Parti için sonun başlangıcıdır.
Tayyip Erdoğan’ın son dönemlerdeki hali ile Mustafa Kemal’in Cumhurbaşkanı olduktan sonra vefatına kadar geçen süreyi birbirine çok benzetiyorum. Çankaya’da yalnızlaştırılmış, ulaşılmaz ve adeta bir 'tanrı' katında Mustafa Kemal ülkenin birkaç önemli meselesinin dışında her konunun uzağında bırakılmaya çalışılmış ve bunda da büyük oranda başarılı olunmuştu. Bugün aynı durum Erdoğan için de geçerli. Dikkat ediyor musunuz Recep Tayyip Erdoğan’a muhalif olanlar artık başka bir şeye hacet duymadan sadece Erdoğan’ın geçmişte yaptığı konuşmaları sosyal medya hesaplarından yayınlayarak muhalefet ediyorlar. Yani Erdoğan’ı Erdoğan’ın sözleri ile vuruyorlar.
Bu seçimleri CHP’nin kazanmasından daha çok Ak Parti kaybetmiştir. Seçime gitmeyen insanların sayısı son on yıllardır ilk kez bu kadar yüksek oldu. O insanların çok büyük kısmı Ak Parti seçmeniydi.
Gazze meselesinde Ak Parti’yi samimi bulmayan, emeklilerin sıkıntılarını önemsemeyip öteleyen, mülteci meselesini halka doğru anlatamayan, ekonomi ile mücadelede rüzgâr gülü gibi bir o tarafa bir bu tarafa savrulan, enflasyon bu kadar yüksekken işletmelerin keyfi zamlarına müdahale edemeyen Erdoğan ve ekibine halk sarı kartı gösterdi. Bu eskiden olduğu gibi şefkat tokadı falan da değil. Bildiğin Osmanlı tokadı. Çünkü ilk kez Ak Parti seçimlerden ikinci parti olarak çıktı.
Cumhur İttifakı’nın ömrünün de bu seçimle tamamlandığını düşünüyorum. MHP seçmeninin Ak Parti’yi hiçbir zaman benimsemediğini ve oy oranları bakımından yerelde hiçbir şekilde Ak Parti’nin oylarını etkilemediğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Dolayısıyla Tayyip Erdoğan önümüzdeki zamanlarda bununla ilgili bir inisiyatif alabilir. Cumhur İttifakı’nın yerine yeni bir ittifak arayışına girebilir.
Yeniden Refah Partisi bu seçimlerde Ak Parti’nin en güçlü alternatifi olduğunu ortaya koydu. Erdoğan sonrası muhafazakâr camianın da Erdoğan’ı kendi güçleri ile gönderemeyeceğini bilen sol kesimin de umudu artık Fatih Erbakan’dır. Erbakan eğer hızlı bir şekilde kongreye gider, lider kadroyu ve teşkilatları daha doğru bir şekilde dizayn eder, il ve ilçe başkanlıklarına milletin teveccüh ettiği isimleri getirebilirse iktidar kendileri için sürpriz olmaz. Tam tersini yapıp bu seçimde olduğu gibi (mesela Adana’nın Yumurtalık ilçesi) Millî Görüş’ün ilkeleri ile uyuşmayan, emek ve umut taciri isimleri aday gösterirlerse bir seçim sonra bir daha adı bile anılmaz olur.
Adana özeline bakacak olursak. Yine en büyük kaybeden Ak Parti oldu. Düşünsenize bir büyükşehir ve 15 ilçeden hiç birisini Ak Parti’nin adayları kazanamadı. İşin daha tuhafı bağımsız giren aday kazandı, Yeniden Refah’ın adayı kazandı ama iktidarın adayı kazanamadı.
Burada Zeydan Karalar’a özel bir paragraf açmak istiyorum. Bu şehirde Karalar’ı bel altı vurmadan açık açık eleştiren birkaç gazeteciden biriyim. Aslında benim duruşum ilkesel bir duruş. Çünkü CHP belediyeciliğinin hiçbir zaman bir hizmet belediyeciliği olduğunu düşünmedim. Zaten CHP belediyelerinin yönettiği ilçe ve illere baktığınızda da bunu görmeniz mümkün. Bütün bunların yanında teşkilatını küstüren, aday belirleme noktasında tek adam gibi davranan ve 5 yıllık hizmet süresi boyunca Büyükşehir’e yakışacak tek bir hizmeti bile olmayan Karalar’ın yeniden seçilmesi daha öncede yazdığım gibi onun siyaseti ne kadar iyi bildiğinin bir kanıtıdır.
Seçimlerin en büyük hayal kırıklığını Soner Çetin ve Akif Kemal Akay yaşamıştır. Onlar da aynı Ak Partililer gibi yapılan her eleştiriyi düşmanca bir tutum olarak algıladıkları için söylenenlere kulak tıkadılar ve sonunda makamlarını terk etmek zorunda kaldılar.
Zeydan Başkan başta olmak üzere seçilen tüm isimlere başarılar diliyorum. Umuyorum ki milletimizin hak ettiği hizmetleri yerine getirecek işlere imza atarlar. Bizler hancıyız. Onlar ise yolcu. Unutmasınlar ki; biz kendilerinden önceki başkanlarda olduğu gibi güzel bir şey yaptıklarında kendilerini tebrik etmeye kötü bir şey yaptıklarında ya da bir şey yapmadıklarında ise eleştirilerimizi yazmaya devam edeceğiz.