Kısacık, yeni düzenlemeyle birlikte elektrik faturalarındaki devlet sübvansiyonunun fiilen kaldırıldığını belirterek, bu durumun vatandaş için “çifte fatura yükü” anlamına geldiğini ifade etti.
“Vatandaşlar Devlet Desteğinden Mahrum Kalacak”
EPDK’nın yayımladığı karara göre, 1 Ocak 2026 itibarıyla yıllık 4 bin kWh üzeri elektrik tüketen aboneler devlet sübvansiyonundan yararlanamayacak.
Bu düzenlemenin özellikle dar ve orta gelirli vatandaşlar üzerinde ciddi bir yük oluşturacağını söyleyen Kısacık, fatura ödemelerinde güçlük yaşanacağını vurguladı.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar’ın önceki açıklamalarını hatırlatan Kısacık, “Son Kaynak Tüketim Tarifesi 5 bin kw olduğu yönünde bir açıklama yapmıştınız ve abonelerden yüksek elektrik tüketen sadece %3’lük bir kesimin etkileneceğini ifade etmiştiniz. Şimdi uygulanacak yeni tarife ile SKTT’nin 4 bin kw’ye düşürülmesiyle yüksek, orta ve dar gelirli tüm vatandaşlarımız arasında bir ayrım kalmıyor. Özellikle orta ve dar gelirli vatandaşlarımız fatura sübvanse desteklerinden faydalanamayacak,” dedi.
“Dar Gelirli Vatandaş Elektrik Faturasını Nasıl Ödeyecek?”
Ekonomik kriz ve yüksek hayat pahalılığının vatandaşları zorladığı bir dönemde, yeni tarifenin ekonomik uçurumu daha da derinleştireceğini belirten Kısacık, bölgesel koşulları da örnek gösterdi:
“Seçim bölgem Adana, Mersin, Osmaniye, Hatay illerimizde iklim itibariyle evlerde ve iş yerlerinde kış ve yaz mevsimlerinin şartları yüksek elektrik tüketimi neden oluyor. Dar gelirli bir esnafımızın elektrik faturası daha şimdiden tabloyu gözler önüne seriyor. Bu vatandaşımız dar gelirli bir esnaf, iki çocuklu ailesi ile 2+1 evde yaşıyor. 2024 yılında 4700 kw elektrik tüketmiş ve geçen sene uygulanan tarife doğrultusunda sübvanse desteğinden faydalanmış. 2025 yılında da tüketimi 4000 kw üzerinde gerçekleşmiş. 1 Ocak 2026'dan itibaren bu esnafımız devlet desteği olmadan şu anda ödediği faturanın yaklaşık 2 katını ödeyecek.”
Kısacık, vatandaşların “faturamı ödeyemedim, yardımcı olun” diyerek destek talebinde bulunduğu bir dönemde bu artışın adil olmadığını savundu ve elektriğin temel bir ihtiyaç olarak görülmesi gerektiğini belirterek düzenlemenin yeniden gözden geçirilmesi çağrısında bulundu.
