Salgının hızla yayıldığını belirten Barut, aşılamanın önemine dikkat çekerek, iktidarın “yeterli aşılama yapılıyor” algısı yaratmasına tepki gösterdi.
Barut, şunları ifade etti:
“Şap hastalığı Avrupa ülkelerinde 30-40 yılda bir sınırlı görülürken, Türkiye’de hastalık neredeyse her yıl görünüyor. Bu sene yeni tipteki salgın şeklinde süren şap hastalığı bir tehdit haline gelmiştir. İktidar algıyı bırakıp büyüyen riski önlemelidir.”
Salgının hayvan ve halk sağlığını, hayvan ticaretini ve et üretimini olumsuz etkilediğini belirten Barut, “Salgın nedeniyle pazarların kapalı olması, aşılama yetersizliği ve ekonomik kayıplar nedeniyle büyük sıkıntı yaşanırken liyakatsiz kadrolar nedeniyle sorun giderek büyüyor” dedi.
Resmi verilere göre Türkiye’de yaklaşık 17 milyon büyükbaş ve 55 milyon küçükbaş hayvan bulunduğunu hatırlatan Barut, Kurban Bayramı öncesinde yeterli önlem alınmadığını vurgulayarak “Kurban Bayramı’ndan sonra şap hastalığı iyice yaygınlaştı, çünkü yeterli tedbiri almadılar veya bile isteye almadılar” şeklinde konuştu.
Barut, şap salgınıyla mücadelede aşılama uygulamalarının önemine de dikkat çekerek, “Şap hastalığı nedeniyle hayvan pazarları ve kesimhaneler kapalıdır; birçok bölgede karantina uygulanmaktadır. Aşı yapılan hayvanlarda tedavi şansı artarken, aşısızlarda hastalık çoğunlukla kayıpla sonuçlanıyor. Mevcut aşıların etkinliği tartışmalı hale geldi. Yeni tipteki şap hastalığına karşı sadece salgının görüldüğü bölgelerde yapılan aşılamalar yeterli olmuyor” dedi.
Barut, ulusal düzeyde hızlı ve etkili önlemler alınması gerektiğini belirterek, “Ülkemizin özellikle Şap Enstitüsü aracılığıyla yeni tipteki şap hastalığına karşı etkin bir biçimde, hızlıca ve yeterince aşı üretip bu salgınla mücadele etmesi şarttır. Yapamıyorlarsa bırakıp gitsinler” ifadelerini kullandı.
