Şevkin, yalnızca bitkisel üretimde değil, hayvancılıkta da sona gelindiğini vurguladı.

“Meralar da elden çıkıyor, çiftçi yıkılmış durumda”

Dr. Şevkin, 2025 yılı içinde hem don felaketi hem de ağır kuraklıkla mücadele eden çiftçinin devlet desteğinden mahrum kaldığını ifade etti. Şevkin, şunları söyledi:

Afrikalı Gelin, Adanalı Damat! Kültürlerin Buluştuğu Düğünde Renkli Anlar
Afrikalı Gelin, Adanalı Damat! Kültürlerin Buluştuğu Düğünde Renkli Anlar
İçeriği Görüntüle

“Bu yıl hem don felaketi hem de ağır kuraklıkla karşı karşıya kalan çiftçimiz devlet desteğinden de uzak kaldı. Barajlardaki su seviyesinin kritik düzeye inmesi özellikle binlerce dönümlük narenciye bahçeleri için büyük tehdit oluşturuyor. Mısır ürününde, Türkiye’de en fazla üretimi Adana’da gerçekleşen yer fıstığında, ayçiçeğinde, pamukta, meyve bahçelerinde girdi fiyatlarının ve özellikle mazot fiyatının uçuk noktaya gelmesi yetmiyormuş gibi bir de sulama sorunu yaşanıyor. Çiftçimiz kuruyan ağaçlarını, çürüyen meyve-sebzelerini kurtarmak için çare ararken iktidar mensupları hiçbir şey olmamış gibi davranıyor.”

“Üretim durma noktasına geldi”

Tarım politikası eksikliğine dikkat çeken Şevkin, şu ifadeleri kullandı:

“Çiftçi artık su bulamıyor. Üretim durma noktasına geldi. Tarım toprakları beton bloklara teslim ediliyor. Üretici topraktan uzaklaşıyor. Verimli topraklar sulanamıyor. Çiftçi her ay milyonlarca liralık elektrik ve mazot ücreti ödemek zorunda kalıyor. Ey hükümet yetkilileri! Neredesiniz! Çiftçi perişan oldu, haberiniz var mı?”

“Su yok su!”

Çukurova’da sulama krizi nedeniyle çiftçiler arasında tartışmalar çıktığını da belirten Şevkin, “Bazı bölgelerde mısır ürününe su bulunamadığı için neredeyse kardeşi kardeşe düşürdüler. Ayrıca yüksek maliyete karşı çiftçi tarlada ürününü zararına satmak zorunda bırakılıyor. Karpuzda, narenciyede, patateste, marulda, limonda bunun örneklerini net olarak gördük” dedi.

Yedigöze Sulama Projesi eleştirisi

Tamamlanamayan Yedigöze İmamoğlu Sulama Projesinin çiftçiyi hayal kırıklığına uğrattığını kaydeden Şevkin, şunları dile getirdi:

“Bir sulama projesi 2009’da planlanıp 2013’te faaliyete geçmesi öngörülüyorsa ve 2025 yılının ilk yarısının sonunda bile tamamlanamıyorsa durup düşünmek gerekiyor. Projenin tamamlanma tarihini erteleye erteleye bir hale kaldılar. Şimdi de 2028 yılında bitirileceğini belirtiyorlar. Yedigöze Sulama Projesi’nde tam olarak 24 bin 900 katlık bir maliyet yaşandı. Bu paralar milletin, çiftçinin cebinden çıkıyor. Kim verecek bunun hesabını? Memlekette yerli tohuma teşvik yok! Çiftçiye destek yok! Ürüne destek yok! Girdiler sürekli artıyor. Mazot fiyatı tavan yaptı. Çiftçinin Anayasa’dan kaynaklı 2025 yılı alacağı 300-350 milyar TL arasındadır ancak yasal zorunluluğun yüzde 0,4’ü nispetinde pay ayrılmıştır. Maalesef, devlet, çiftçinin alacağını ödemiyor. Ülkemizdeki küçük ve büyükbaş hayvan varlığı da azalıyor. Kurban Bayramı’ndaki kontrolsüz hayvan hareketleri, şap hastalığı ve köyden kente göç, teşviksizlik ve daha bir çok nedenden dolayı hayvancılık da bitme noktasına geldi.”

“Suçlu iktidardır”

Tarım ve hayvancılığın acil durum sinyali verdiğini belirten CHP’li Şevkin, “Türkiye’de sürdürülebilir bir tarım politikasına ihtiyaç duyuluyor. Kendi kendine yeten bir ülkeden tarımda net ithalatçı konuma gelinmesindeki en büyük suç iktidardadır. İktidar, çiftçiyi tam anlamıyla tarladan kaçırdı” diye konuştu.

Kaynak: BÜLTEN