Gelişen teknoloji, hayatı kolaylaştırırken beraberinde hareketsizliği de getirdi. Uzun saatler boyunca bilgisayar, telefon ve tablet ekranlarına bakmak; yanlış oturma alışkanlıklarıyla birleşince, bel ve boyun ağrısı şikayetlerinde ciddi artış yaşandı. Uzmanlara göre, son yıllarda bu şikayetlerle sağlık kuruluşlarına başvuranların sayısında büyük bir yükseliş var.
Konuyla ilgili değerlendirmede bulunan Beyin, Sinir ve Omurilik Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Orhan Şen, toplumdaki hareketsizlik oranının tehlikeli boyutlara ulaştığını söyledi.
“Toplumumuz iyice hareketsiz kalmaya başladı. Eskiden köylerde, mahallelerde hareket olurdu ancak şimdi onların hiçbirisi kalmadı. İleri yaşlarda bel ve boyun fıtığı gibi hastalıklara kalmamak, obeziteye yakalanmamak için hareket etmeliyiz” ifadelerini kullanan Prof. Dr. Şen, özellikle çocukların günümüzde uzun süre masa başında, bilgisayar ya da telefonla vakit geçirdiğini vurguladı.
"Her ergonomik sandalye, aynı faydayı sağlamaz"
Yanlış koltuk ve yatak tercihinin de bel ve boyun problemlerini tetiklediğini belirten Prof. Dr. Şen, bu konuda dikkatli olunması gerektiğini söyleyerek, “Hareketsizlik ile birlikte yanlış koltuk ve yatak seçimleri son yıllarda bel ve boyun ağrısı şikayetlerini artırdı. Her ergonomik olarak satışa sunulan koltuk ve sandalye, herkes için aynı yararlı etkiyi sağlamaz” dedi.
"Çocuklar küçük yaşta spora yönlendirilmeli"
Prof. Dr. Şen, teknolojik cihazların çocukların hayatında yer almasının kaçınılmaz olduğunu ancak bunun hareketsizliğe dönüşmemesi gerektiğini ifade etti. “Çocuklarımız elbet ders çalışacak, bilgisayarda vakit geçirecek ancak hareketsiz olmamalılar. Yüzme veya başka sporlara çocuklarımızı yönlendirmeliyiz. Bu disiplini vermemiz gerekiyor.” dedi.
Günlük yaşamda hareketin önemine dikkat çeken Şen, herkesin günde en az 30-60 dakika hareket etmesi gerektiğini, küçük alışverişler için bile dışarı çıkıp yürüyüş yapmanın sağlık açısından büyük önem taşıdığını belirtti.





