Burdur-Antalya kara yolunun 13. kilometresinde, Sarpgüney Tepesi eteklerinde yer alan mağara, jeolojik olarak kalkerlerden oluşuyor. Yüzyıllar boyunca suyun etkisiyle oluşan sarkıtlar, dikitler ve doğal dehlizler, İnsuyu Mağarası'nı eşsiz bir yer haline getirdi. Mağara, turizme açıldığı 1965 yılından itibaren, içerisindeki 9 göl ve şifalı sularıyla büyük ilgi gördü. Rivayetlere göre, mağara suları şeker hastalığına iyi geliyordu; bu da Türkiye’nin dört bir yanından ve yurt dışından ziyaretçilerin akın etmesini sağladı.
Son 20 yılda iklim değişikliği, aşırı su kullanımı ve çevresel etkiler nedeniyle mağaradaki sular hızla azaldı. 2014 yılında büyük göl tamamen kurudu ve günümüzde mağaradaki göllerin tamamında su bulunmuyor. Sadece yağmur sonrası sarkıtlardan damlayan sular kalırken, bu durum İnsuyu Mağarası’nı “fosil mağara” statüsüne taşıdı.
SULAR AZALDI, İLGİ AZALMADI
Mağara, anayola yakınlığı ve Türkiye’deki ilk olma özelliği sayesinde yerli ve yabancı turistler tarafından hâlâ yoğun şekilde ziyaret ediliyor. Yıllar içinde oluşmuş sarkıtlar ve dikitler, fotoğraf çektirerek anılarını ölümsüzleştirmek isteyen ziyaretçilerin ilgisini çekiyor.
Afyonkarahisar’dan ailesiyle mağarayı gezmeye gelen Kadir Bostan, “Biz Antalya’dan Afyon’a gidiyorduk. Tabelayı görünce dikkatimizi çekti ve bir bakalım dedik. Gerçekten doğa harikası bir yer. Geldiğimize çok memnun olduk. Sarkıtlar çok değişik şekiller almış, kaç yıl, kaç asırda oluşmuş bilmiyorum ama çok harika. Antalya’ya yolu düşen herkesin mutlaka görmesini tavsiye ederim” dedi.





