Korku, dozajı abartılı olmaz ise, insana faydası da vardır, abartılmamış tedirginlik başarıya da taşır..
“İdeal İnsan Yolda Bulunmaz İnşaa Edilir”
Hiç kimse dört dörtlük değildir. Dört dörtlük olma durumu sadece Tanrı'ya has bir şeydir. İnsanoğlu, taşıdığı genetik mirasıyla dünyaya gelir ama dünyadan alabildikleriyle de kendi öz kültürünü oluşturur. Dört dörtlük olabilmek ne mümkün! İnsana özgü bir şey değil dört dörtlük olabilmek. Ortak müşterek ve karşılıklı iyi niyete dayalı bir özveri, her yolun anahtarıdır.
“Rota hayallerimiz, pusulaysa değerlerimizdir”
Rota ve pusula olmazsa olmazımız olmalıdır. Hedefine inanmış insanın karşısında hiç kimse duramaz. Rota hayallerimiz, pusulaysa değerlerimizdir. Oysa ki her şey bir hayalle başlamıştır, hedeflerine, kendi hayallerle ulaşır insan…
Nehir, denize akar, deniz de okyanuslara... Korunmaya ihtiyacı olan tek canlıdır biz insanoğlu. Dünyaya çıplak gelip te, kendini giydiği giysileriyle koruma telaşında olan. Bizim haricimizdeki yani insan türünün dışındakilerde durum bayağı bir değişik; mesela Aslan'ın, doğuştan, derisi, kürkü vardır, giysiye gerek duymaz korunmak için. İnsanın sosyalliği de ruh sağlığını korumaya yöneliktir. Aslan’daysa bu durum daha çok iç güdüsel. Yalnız gelerek, yalnız gittiğimiz bu yerde, yapayalnızlardan kaçabilmek içindir ki, yalnızlıkları da paylaşabilme hevesimiz. Birlik ve beraberliklerle yaratılır sinerji, yalnız insan merdivendir hiç bir yere ulaşamayan...
‘Saudade’dir kavuşamayacağımızı bildiğimiz kişiye karşı duyulan derin özlemin adı...
O iyi insanlar, hazır bu dünyaya gelmişken, bu dünyada daha çok kendi cennetini yaratmak gayretinde (öteki taraf bilinmezlikler içeriyor)…
İnsanlar, onu kendi cehennemlerinin kıyısına çekerek, sadece korkularından korkan bir korkağa dönüştürdüler; Ayhan şu anda 60'lı yaşlarda. Adamcağızın en kutsalı (-tabi ki de herkes gibi) çekirdek ailesi, yani 2 kız, bir oğlan ve annelerinden oluşan bireyler topluluğu. Ayriyeten de Ayhan şu anda eşi ve çocuklarından 500 km uzakta, paramparça olmuş bir hayatın tanığı-şahiti-yargıcı. Yani her birşeyi...Teknolojik gelişmeler, internet vs, 80'lerde gençliğini geçirmiş birini 2 binli yıllarda büyük adaptasyon sorunu sürecine soktu. Birde aslında, bu teknolojik gelişmelerle dünyanın ne kadar da küçük olduğu ortaya çıktı; eski nesildeki erkeklerin kadınlara olan baskıcı anlayışsızlıklarla dolu yarattıkları travmalar da gün gibi ortaya çıkararak, kadının bir anda kabuk değiştirmesine neden oldu. Hiç te istenilmeyen sosyal patlamalar da peşi sıra, dalga dalga tusinami gibi geldi... Halbuki her canlının tek karşılıksız seveni annesidir kadın. Sevgilisidir kendisine aşık eden. Kısaca, aşkının büyüklüğüyle dünyaların değişmesine sebep olan bir devrimin görünmez generalidir kadın. İnsanı adam yapandır... İnsanlar sevmeyi bilmiyor-herkes sevilme derdinde.
Rasyonel, çağdaşlıkla, özverili-inançlı-empatik anlayışlarla,; O, coğrafyası farklı, kimyası farklı, fiziği farklı, genleri bambaşka olanı, en güzele taşımak, yine sende be adam. Sevgiyle, aşkla olan her dokunuş sihir taşır. Olmayacağı da oldurur. Ölümsüzlüğe pencere açarak.
İbni Haldun, her ne kadar; “Coğrafya kaderdir “demiş olsa da, bundan sonra korkularından korkan en korkak.