Çukurova Belediyesi CHP Meclis Üyesi ve Anadolu Türkmen Kardeşlik Kültür Derneği Başkan Yardımcısı Sıtkı Keskin, Suriye’de yaşanan ve sivil insanların ölümüne neden olan olaylarla ilgili konuştu.

“BİR HAFTADIR UYKULARIM KAÇIYOR”

Adana’nın Şanlı Kurtuluşu İçin Tarihi Adım! 5 Ocak Platformu’ndan Vali Köşger’e Özel Sunum
Adana’nın Şanlı Kurtuluşu İçin Tarihi Adım! 5 Ocak Platformu’ndan Vali Köşger’e Özel Sunum
İçeriği Görüntüle

Olayları konuşmak için her şeyden önce 2011 yılına gitmek gerektiğini söyleyen Keskin, “2011 yılında çıkan iç çatışmalardan, iç savaşlardan sonra geçtiğimiz Aralık ayının başına kadar diyelim. Çünkü bunun bir öncesi vardı. Fakat gelinen noktada insan olan herkesin, insani duyguları hisseden her yaşayan varlık için rahatsız olması gereken bir şey Suriye olayları. Benim bir haftadır uykularım kaçıyor. Dili, dini, rengi, mezhebi, etnik kökeni ne olursa olsun, neresinden bakarsak bakalım bir insanın öldürülmesi hiçbir şekilde, hiçbir kanunda, hiçbir inançta, hiçbir yaşam tarzında kabul edilebilecek ya da onaylanacak bir şey değil.” dedi.

“DÜNYANIN KABUL ETTİĞİ BİR OLAY YAŞANIYOR”

Bir insanlığı öldürmenin tüm insanlığı öldürmek kadar günah olduğunu aktaran Keskin, “Gerek uluslararası kuruluşlar olsun gerek basın olsun hangi açından bakarsak bakalım dünyanın bütün kuruluşlarının kabul ettiği bir olay yaşanıyor. Bu olayda şu ana kadar birçok farklı sivil toplum örgütlerinin belirttiği, deklare ettiği yayın organlarından ya da insan hakları kuruluşlarından şu anda bahsedilen rakamın kimine göre 2 bin, kimine göre 4 bin, kimine göre bin 400, kimine çok daha fazla vahim olaylar yaşanıyor.”

“2 BİNİN ÜZERİNDE SİVİL ÖLDÜRÜLMÜŞTÜR”

Suriye’nin sınır komşumuz ve orasının da Türkiye gibi mozaik bir ülke olduğunun altını çizen Keskin şunları söyledi:

“Oradaki zulüm gören halk hangi etnik yapıya, hangi dini inanca sahip olursa olsun, dünyada yaşayan bütün insanların bunun karşısında durması gerekir. İngiltere kaynaklı Suriye İnsan Hakları Örgütü var. Bu örgüt Beşar Esad zamanında Beşar Esad’a karşı olan, muhalif bir örgüttü. Hani deniyor ya Beşar Esad’ın kalıntıları şunu, şunu yapıyor diye. Tabi biz bunu bilmiyoruz.  Ve bu örgütün bile tespitlerine göre 2 binin üzerinde sivil öldürülmüştür.”

“ORADA KARŞILIKLI BİR SAVAŞ YOK”

Suçlu dahi olsa yaşananların vahşet olduğunu belirten Keskin, “Özellikle Alevilerin bakış açısında, Aleviler 72 millete bir nazardan bakan bir inanca bir kültüre sahiptir. Biz daha önce Filistin’de, Bosna Hersek’de, Srebrenitsa’da, Irak’ta, Doğu Türkistan’da, Azerbaycan’da, Karabağ’da dünyanın neresinde olursa olsun yaşanan vahşetlerin her zaman karşısında durmuşuzdur. Durmaya da devam edeceğiz. Çünkü insan hayatı, insan canı, yaratanın en kutsal saydığı şeydir. Biz tüm insanlığa ‘can’ olarak ‘can’ gözüyle bakarız. Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak derhal ve acilen Birleşmiş Milletler'i (BM), Avrupa Konseyi'ni, Uluslararası Mahkemeleri, zalimin zulmü karşısında topyekun hareket etmesi için göreve davet etmeliyiz. Ben buna zulüm diyorum. Çünkü zulüm her şeyin üzerindedir. Öldürülmüşse de zulmederek öldürülmüştür. Öldürülmemişse de zulüm büyük suçtur. Ama orada gerçekten katliam yaşanıyor. Orada karşılıklı bir savaş yok.” şeklinde konuştu.

“MESELE SADECE ALEVİLER DEĞİLDİR”

Türkiye Cumhuriyeti’nin 2011 yılından beri bu işin müdahili olduğunu dile getiren Keskin şöyle devam etti:

“Hem ülkemizin sınırlarını korumak açısından hem de oradaki yaşanan karışıklık yüzünden milyonlarca Suriyeliyi yıllardır misafir ediyoruz. Suriye bizim öncelikli meselemiz olmalıdır. Gerek ekonomik açıdan gerek siyasi açından emek vermişizdir. Suriyelilere ve Suriye’ye. Ama haksızlık karşısında dilsiz şeytan olmama zamanıdır. Zulmün karşısında susmama zamanıdır. Eğer orada bir can öldürülüyorsa ki bugün mesele sadece Tartus, Hama, Humus, Lazkiye, Cebel değil dün gördük ki Halep’te de birçok Alevi köyünde aynı şeylerin yaşandığını duyduk. Mesele sadece Aleviler değildir. Suriye’de haksız yere öldürülen canlar meselesidir. Hızlı bir şekilde Türkiye’nin haksızlık ve zulüm karşısında dilsiz şeytan olmaması lazımdır. Bunu da ben değil bizim dini büyüklerimiz söylüyor.”

“BUNU UYDURAN KENDİSİNİ BAĞLAR”

‘Siyasal Alevicilik’ söylemiyle ilgili de konuşan Keskin şu ifadeleri kullandı:

“Aleviliğin, Siyasal Aleviciliği, Ali’siz Aleviliği falanı filanı olmaz. Alevilik Hak-Muhammed-Ali yolunda bir inançtır. 72 millete bir nazardan bakan bir kültürdür. Dolayısıyla bunun neresine ‘siyasal’ neresine ‘siyasal olmayan Alevilik’ denir? Ben böyle bir şeyi asla kabul etmiyorum. Bunu kim, niye uyduruyorsa kendisini bağlar. İmam Ali demiş ki ‘Zulme engel olamıyorsan zulmü herkese anlat’. Eğer Siyasal Alevicilik yapılıyorsa bir bakıma o da bir zulümdür. Alevilik Aleviliktir. 4 kapı 40 makam noktasından hareket eden, 72 millete bir nazardan bakan, Hak-Muhammed-Ali yolunda bir inançtır. Bunun ötesinde ‘Siyasal Alevilik’ falan Alevilik asla kabul etmiyorum. Böyle bir şey de olamaz.”

“YARIN BELKİ EZİDİLER, KÜRTLER ÖLDÜRÜLECEK”

Bugün yanı başımızda olan bu zulme sessiz kalırsak, Hatay'da, Adana'da, Mersin'de yaşayan komşularımız akrabalarımızın gözyaşı dökmesine göz yummuşuz demektir. Bugün birine uygulanan haksızlığa ses çıkarmazsak yarın başka bir haksızlıkta sesini çıkaracak kimse kalmayabilir. Oradaki canları komşumuz olarak görmeli ve sahiplenmeliyiz.

“Geçen gün Adana Büyükşehir Belediye Başkanı’mız Zeydan Karalar’ın ev sahipliğinde, Genel Başkan Yardımcımız, Parti Meclis Üyemiz, Milletvekillerimiz, Adana’da 20 kurumdan oluşan Adana Alevi Platformu kurum temsilcileri hep beraber bu konu üzerinde ciddi bir toplantı yaptık. Gerek Zeydan başkanımız olsun gerek Mersin Büyükşehir Belediye Başkanımız olsun gerek Cumhurbaşkanı Adayımız ve Türkiye Cumhuriyeti’nin yeni seçilecek Cumhurbaşkanı Ekrem İmamoğlu olsun bu konuda çok ciddi şeyler söylendi. Bu konunun muhataplarıyla, ülkemizi yöneten iktidarın derhal görüşerek, bu vahşeti kim yaşıyorsa hiç önemli değil. Şimdi Aleviler öldürülüyorsa yarın belki Ezidiler öldürülecek, Araplar, Kürtler öldürülecek. Derhal Suriye’nin hem toprak bütünlüğünü hem de ulusal bütünlüğünü sağlamak için Türkiye Cumhuriyeti elinden geleni yapmalıdır. Bakanlık düzeyinde mi, MİT düzeyinde mi, Cumhurbaşkanlığı düzeyinde mi olur ama neresinde olursa olsun muhataplarıyla görüşüp derhal bu acı olaylara son verilmesini talep ediyorum.”

“SURİYE, ATATÜRK’ÜN DEVRİMLERİNİ ŞİAR EDİNMELİ”

Sıtkı Keskin gazetemize teşekkür ederek konuşmasını şu sözlerle tamamladı:

“Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ilk Cumhurbaşkanımız, ebedi Baş Komutanımız Mustafa Kemal Atatürk’ün söylediği gibi ‘Yurtta barış dünyada barış’ bizim için, benim için çok önemli bir söylemdir. Suriye’de de barış sağlanmalıdır. Orada olduğu gibi ülkemizde de Türk, Kürt, Arap, Ermeni, Nusayri gibi topluluklar yaşıyor. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ne güzel bir ülke kurmuş bize ki her şeye rağmen, emperyalistlere rağmen, dış güçlere rağmen, ülkemizi karıştırmak isteyen insanlara rağmen ülkemizin birliği bütünlüğü hala devam ediyor.  Ve de sonsuza kadar devam edecek. Suriye’nin de Mustafa Kemal Atatürk’ün devrimlerini şiar edinmesi gerekir diye düşünüyorum. Ona göre yeni yapılacak anayasa, devlet kurumlarının oluşturulmasını talep ediyor ve öneriyorum. Ve ülkemizi yöneten şu anki iktidarın da derhal bu zulme dur denilmesi için gerekli girişimleri yapmasın arzu ediyoruz.”

Muhabir: ADİL DURMAZ