Hane halkı gibi davranan tilki, aç kaldığında Özbek ailesinin evine geliyor, kapı kapalıysa camdan içeri girerek öğünlerini onlarla birlikte geçiriyor. Halil Özbek, tilkiyle dostluğunun başlangıcını şu sözlerle anlattı:
"Yavruyken bahçemde buldum. Sabahları ve öğleleri yemek verdim, su verdim. Akşamları yine aynı şekilde yemeklerini verdim. Ondan sonra eve girmeye başladı. Sevdik, sürekli bu şekilde gelip gidiyor. Acıktıkça, biz yemek verdikçe bize yaklaşıyor kendini sevdiriyor. İki yıldır bu şekilde devam ediyor halen de devam ediyor. İnşallah başına herhangi bir kaza bela gelmez, ömür boyu bakmaya mecburuz. Yurt dışındaki kardeşim geldiğinde o da besliyor. Eşim Ankara’ya gittiğinde sürekli ben burada kalıyorum, o şekilde besliyoruz."
"Yabancılardan çekiniyor ama bizden kaçmıyor"
Tilkinin günlük ziyaretlerinden bahseden Özbek, yaşadıkları ilginç anları şöyle paylaştı:
"Kapı açık olmasa bile kapıyı tırmalıyor, ‘Ben geldim, açım’ der gibi. Biz kapıyı açıyoruz, içeri giriyor. Kapı açık değilse pencereden atlayıp içeri giriyor. O şekilde besliyoruz. Bayağı zaman geçiriyoruz onunla. Bunu beslediğimi bütün arkadaşlarım ve köylüler biliyor. Kavundur, üzümdür, ettir, ekmektir aklınıza ne geliyorsa yiyor. Yabancı insanlardan çekiniyor ama bizden kesinlikle hiç kaçmıyor. Yatak odama dahi gidiyor geziyor, dolaşıyor, sağı solu kontrol ediyor, çıkıyor. Kucağıma geliyor, elimle ona kavun ve üzüm yediriyorum. O kadar da kibar alıyor ki elimden, bir insandan daha kibar alıyor, ısırmıyor."
Doğada yabani yaşamına devam eden tilkinin, Özbek ailesiyle kurduğu bağ ise görenlerin yüzünü gülümsetiyor.





