Türkiye genelinde eş zamanlı olarak düzenlenen etkinlikte konuşan Şube Başkanı Hatice Hazar, 2024-2025 eğitim-öğretim yılının derinleşen eşitsizliklerle sona erdiğini söyledi. Açıklama sırasında “Tekinsiz Eğitim, Tekinsiz Gelecek” başlıklı bir fotoğraf sergisi de kamuoyuyla paylaşıldı.
Eğitimde Güvensizlik Vurgusu
Basın açıklamasında konuşan Eğitim-İş Adana 1 No’lu Şube Başkanı Hatice Hazar, “tekinsiz” kavramının bu eğitim yılına dair genel bir çerçeve sunduğunu belirterek, “Ne yazık ki, eğitim sistemimiz bu yıl boyunca tam da bu kelimenin anlamını taşıyan bir tabloyu yansıttı” dedi.0
Hazar, birçok okulun depreme dayanıksız yapısı, temizlik personeli eksikliği ve hijyen koşullarının yetersizliği gibi nedenlerle öğrenciler için güvenli bir ortam sunmadığını ifade etti. Açıklamada, Bayraklı’daki bir ilkokulda 8 yaşındaki bir çocuğun uğradığı cinsel istismar olayına da atıf yapılarak, bu durumun kamu hizmetindeki ihmallerle doğrudan ilişkili olduğu belirtildi.
“1,5 Milyon Çocuk Eğitim Dışında”
Açıklamada, çeşitli sebeplerle örgün eğitim sisteminin dışında kalan çocukların sayısının 1,5 milyonu geçtiği belirtildi. TÜİK verilerine göre çocuk işçi sayısının 869 bine ulaştığını ifade eden Hazar, ayrıca 16-17 yaşındaki 9354 kız çocuğunun “evlendirildiğini” söyledi. Bu durumun sadece birer istatistik olmadığını, aynı zamanda yitirilen hayatlar anlamına geldiğini vurguladı.
İkili ve Taşımalı Eğitim Eleştirisi
Basın açıklamasında, ikili öğretim ve taşımalı eğitim sistemleri de eleştirildi. 1 milyonu aşkın öğrencinin taşımalı eğitim kapsamında öğrenim gördüğünü belirten Hazar, sabah erken saatlerde yola çıkan çocukların, akşam geç saatlerde evlerine dönmesinin fiziksel ve zihinsel yorgunluğa neden olduğunu ifade etti. İkili eğitim yapılan okullarda ders süresinin kısaltılmasının da öğrenme kayıplarına yol açtığı belirtildi.
Yemek, Temizlik, Güvenlik: Temel Haklar Eksik
Hazar, çocukların bir öğün ücretsiz yemeğe ulaşamadığını, okullarda temizlik için sabun bulunmadığını ve güvenlik sorunlarının sürdüğünü ifade etti. Yerel yönetimlerin yemek dağıtma girişimlerinin engellendiğini ileri süren Hazar, bu durumun eğitim politikalarının sosyal devlet ilkeleriyle çeliştiğini dile getirdi.
Özel Okullar, MESEM’ler ve Dinselleşme Eleştirileri
Kamusal eğitimin güç kaybettiğini belirten açıklamada, 2012’de 4 bin 600 olan özel okul sayısının günümüzde 14 bini geçtiği ifade edildi. Mesleki Eğitim Merkezleri’nin (MESEM) çocuk emeği sömürüsüne yol açtığını belirten Hazar, bu merkezlerde 14 çocuğun yaşamını yitirdiğini söyledi.
Eğitimde dinselleşmenin kurumsallaştığına dikkat çeken Hazar, ÇEDES, Ensar, TÜRGEV ve benzeri kurumlarla imzalanan protokollerin laik eğitim anlayışını zedelediğini savundu.
Yeni Müfredat ve Öğretmen Sorunları
Yeni açıklanan Maarif müfredatının pedagojik değil, ideolojik bir içerik taşıdığını öne süren Hazar, Atatürk’e yeterince yer verilmediğini ve bilimsel bilginin geride bırakıldığını söyledi. Öğretmen maaşlarının düşüklüğü, atama sayılarının yetersizliği ve mülakat uygulamalarının keyfiliği de açıklamada yer aldı.
Deprem Bölgesinde Eğitim Devam Ediyor ama…
6 Şubat depremlerinin ardından geçen sürede, deprem bölgesindeki okulların halen konteynerde eğitim verdiği ifade edilen açıklamada, bu durumun “eğitim hakkı” açısından kabul edilemez olduğu belirtildi.
Eğitim-İş: “Bu Sisteme Teslim Olmayacağız”
Açıklamanın sonunda Hazar, mevcut tabloyu Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in politikalarının sonucu olarak değerlendirerek, “Bu karanlığa teslim olmayacağız. Laik, bilimsel ve kamusal eğitim için mücadelemizi sürdüreceğiz” dedi.
