Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü, projeyle hem yerli ve milli tarımı teşvik ettiklerini hem de çiftçilerin maliyetlerini düşürerek gıda enflasyonuyla mücadele etmeyi hedeflediklerini vurguladı.
Son yıllarda tarımsal üretimde ithal ve hibrit tohumlara bağımlılık nedeniyle çiftçilerin her sezon yeniden tohum almak zorunda kaldığını hatırlatan Özlü, bu durumun ülke ekonomisinde ciddi bir yük oluşturduğunu belirtti. Ata tohumlarının yeniden üretime kazandırılmasıyla hem çiftçilerin bağımsızlığının güçlendirileceğini hem de gıda güvenliğine katkı sağlanacağını ifade etti.
200 dönümlük arazide faaliyet gösteren Tarım Akademisi, domates, biber, kudret narı, patlıcan, kabak ve salatalık gibi ürünleri doğal yöntemlerle yetiştiriyor. Bu ürünlerden elde edilen tohumlar çoğaltılarak çiftçilere dağıtılmak üzere hazır hale getiriliyor.
Başkan Özlü, akademide yürütülen çalışmalar hakkında şu bilgileri verdi:
“Tarım Akademisi’ni kurmakta birkaç amacımız var. Bunlardan birincisi, çiftçimizi modern tarım teknikleriyle tanıştırmak. Burada tıbbi aromatik bitkiler yetiştirdik ve devam ediyoruz. İkincisi, ata tohumuna önem veriyoruz. Geçen sene yarım kilogram domates tohumu aldık, bu yıl 40 kilogram elde ettik. Bu rakam katlanarak artacak. Üçüncü olarak çiftçimize eğitim veriyoruz. Seracılık yapmak isteyenlere eğitim ve sertifika sağlıyoruz. İl Tarım Müdürlüğümüzle, Milli Eğitim Bakanlığı ile ortak çalışmalarımız var. Meslek lisesindeki tarım bölümü öğrencilerine pratik alan sağlıyoruz. Önümüzdeki süreçte Düzce Üniversitesi Ziraat Fakültesi ile protokol yaparak üniversite öğrencilerinin de burada eğitim almasını planlıyoruz.”
Özlü, elde edilen ata tohumlarının çiftçilere ücretsiz olarak verildiğini belirterek, “Burada satış yapmıyoruz. Çiftçimiz kendi tohumunu üretmeyi öğreniyor. Ayrıca belediyemizin ihtiyacı olan süs bitkilerini de burada yetiştiriyoruz. Böylece dışarıdan alımı azaltacağız” dedi.
Projeyle gıda enflasyonuna karşı önemli bir adım attıklarını ifade eden Özlü, “Türkiye’de hayat pahalılığının ana nedenlerinden biri gıda enflasyonudur. Bu da girdi maliyetlerinden kaynaklanıyor. Tohumu kendimiz üretmezsek, maliyetleri aşağıya çekmezsek hayat pahalılığını önleyemeyiz. Burada doğal ürünleri destekleyerek hem çiftçimize hem vatandaşımıza katkı sunuyoruz” diye konuştu.
