Adana’da bebeklerinden topuk kanı alınmasını reddettikleri için bebeklerine kayyum atanması ve sonrasında mahkeme kararıyla bu kayyumluk kararının kaldırılması sürecinde, Avukat Cüneyt Bülent Şeker yaşananları “Hayalet Protokolü” olarak nitelendirdi.

Çukurova Üniversitesi Bir Kez Daha Zirvede! 2025’in Araştırma Devleri Açıklandı
Çukurova Üniversitesi Bir Kez Daha Zirvede! 2025’in Araştırma Devleri Açıklandı
İçeriği Görüntüle

KONU KAPANDI ANCAK RESMİ EVRAK YOK

Şeker, Adana Adliyesi’nde dosyanın akıbetini sorduklarında mahkeme kaleminden “Siz gidin, konu kapandı” yanıtını aldıklarını ancak taraflarına henüz resmi bir evrak ulaşmadığını açıkladı. Avukat Şeker, “Bazılarına beş dakikada kayyum atanırken, lohusa kadınların evine kırk çıkmadan kayyımlık kararı gönderiliyor. Ancak bizim kararımızı mahkeme neden açıklamıyor?” diyerek karara erişimdeki belirsizliği eleştirdi.

“ÇAKMAK KALPLERDE İZ BIRAKTI”

Avukat Şeker, yaşanan bu süreçte dosyanın “unutulması için NADASA yatırılmak istendiği” görüşünü savundu. Müvekkili Murat Çakmak’ın kamuoyunda büyük destek gören ve toplumda ses getiren duruşuyla bazı çevrelerin rahatsız olduğunu belirten Şeker, “Benim çocuğuma belediye mi kayyım atıyorsun?” sözlerinin kalplerde iz bıraktığını söyledi.

Adana 6. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin kararı kamuoyundan ve taraflardan gizlemesinin usul ve hukuka aykırı olduğunu vurgulayan Şeker, kararla ilgili açıklama yapılmaması halinde sağlık sektörü ile halk arasında ciddi tepkilerin yaşanabileceğini dile getirdi.

“İKİ UCU KESKİN BIÇAK”

“Kayyım kararının reddedilmesi halinde sağlık sektörü ayaklanacak, kabul kararı açıklanırsa halk ayağa kalkacak” diyen Şeker, sürecin adeta “iki ucu keskin bir bıçak” olduğunu ifade ederek “Bu dosyayı adeta kaybetmek istiyorlar” dedi.

Şeker, “Eğer müvekkilime özel bir kayyımlığın reddi kararı verildiyse, bu merhametten değil” diyerek, bugüne kadar yüzlerce lohusa kadının karakola çağrılarak “Sen neden topuk kanı vermedin?” diye azarlanmasının da bu durumun başka bir boyutu olduğunu belirtti.

Topuk kanı ile SMA hastalığı için kullanılan ilaçların yüksek maliyetlerine de dikkat çeken Şeker, “Spinraza’nın bir dozu 73 bin Euro, Zolgensman’ın dozu ise iki milyon yüz bin dolar. Bunlar hiçbir tedavi vaadi olmayan ilaçlar” ifadelerini kullandı.

“CUMHURBAŞKANI MÜDAHALE ETMİŞ OLABİLİR”

Murat Çakmak’ın medya ilgisi ve özellikle sağ ile mütedeyyin kesimin desteği nedeniyle bazı çevrelerin rahatsız olduğu ifade edilirken, sağlık sektörü lobisinin ve yandaş medyanın “Topuk Kanı Retçileri Cemaatçi” yaftasını yapıştırmaya çalıştığı ancak bu girişimin ters teperek başarısız olduğu vurgulandı.

Şeker açıklamasını, “Benim tahminim bu iş Sayın Cumhurbaşkanının kulağına gitmiş ve o da müdahale etmiş olabilir.” diyerek tamamladı.

Muhabir: ADİL DURMAZ