Adana’da bu yıl 17’ncisi düzenlenen Çukurova Kitap Fuarı’ndaki etkinlikler hız kesmeden devam ediyor. Fuarın ikinci gününde Klinik Psikolog ve Yazar Beyhan Budak, Akdeniz Salonu’nda ‘Hayatın Ustası Olmak’ konulu bir söyleşi gerçekleştirdi.

Ünlü yazar Adana’da olmanın verdiği mutluluğu şu ifadelerle dile getirdi:

“Öyle bir zamandan geçiyoruz ki psikoloğa çok ihtiyacımız var. Adana’nın insanı çok sıcak. Sabah ciğer yediğiniz için mi bilmiyorum. Sabahın 7 buçuk 8’inde o enerjiyi nereden buluyorsunuz? İnsanlar cayır cayır ciğer yiyorlar böyle. Gerçekten burada olmak güzel. Her seferinde çok güzel duygularla ayrılıyorum.”

Adana’da Sevgililer Günü’nde Eşine Şırdan Buketi Hediye Etti Adana’da Sevgililer Günü’nde Eşine Şırdan Buketi Hediye Etti

İnsanların zor zamanlar yaşadığı bir dönemden geçtiğini söyleyen Budak, “Her biri aslında bizim bu tür içeriklere, toplantılara ihtiyacımız olduğunu gösteriyor. Bir gün bir danışanım geldi. Hocam ben sizinle olan seanslarımızdan randıman alamıyorum. Şimdi randımanlı falan konuşunca insanın da canı sıkılıyor ama güzel insan modunu da bozmaman lazım. Dedim ki neden randıman alamıyorsunuz? “Hocam sizinle konuştuğumuz zaman travmalardan, geçmiş olumsuz olaylardan bahsediyoruz benim de moralim bozuluyor, önceki psikoloğum hiç böyle değildi” dedi. Yine benim iç sesim konuşuyor “O zaman önceki psikoloğuna gitseydin, neden buraya geldin?” vesaire diye. Ama dedim ki “Eski psikoloğunuz neyi farklı yapıyordu?”. Hocam çok başkaydı dedi. Arkasında bir saz asılıymış adamın ne zaman dertli bir konu konuşacak olsak, sazı alayım da bir türkü söyleyeyim de havan değişsin diyormuş. Benim aldığım seans parasının iki katı para alıyormuş. Dedim çok güzel. Ama terapi dediğimiz şey bu değil gerçekten.  Ruh sağlığı anlamında çok fazla kaynağımız var. Bir noktada en fazla yanlışın da olduğu bir zaman dilimindeyiz. Herkes bir yerinden tutuluyor. Eğer dolandırılmıyorsanız, para kaybetmiyorsanız ben karşı değilim açıkçası.” dedi.

“Terzi Kendi Söküğünü Dikemiyor”

Bir psikolog olarak insanlara ulaşabilmek için çeşitli yöntemleri denediğini aktaran Budak, “Terzi kendi söküğünü dikemiyor. Çünkü dışarıdan baktığınız zaman herkes çok mutluymuş, hiçbir şeyi kafasına takmıyormuş gibi, herkes ilişkisinde harika zamanlar geçiriyormuş gibi. Ama biz kafamıza bir şeyler taktığımız zaman hem bizi dertlendiren şeye üzülüyoruz. Hem de şöyle düşünmeye başlıyoruz: Demek ki diğer insanlar çok güçlü, onlar bir şekilde hayatla mücadele etmeyi başarabiliyorlar ben başaramıyorum. İşte bu noktada bir psikoloğun da dışarıdan bakıldığında hiç sıkıntı olmadığını zannettiğimiz bir insanın da kaygılarının olduğunu görebilmek çok önemli.” diye konuştu.

Beyhan Budak söyleşide yeni yayımlanan ‘Hayat Acemileri İçin Yaşam Rehberi’ isimli yeni kitabını da anlattı. Konuşmasında ‘hayat acemilerini’ tarif ederken kendisinin de kaygılı biri olduğunu belirten Budak şunları söyledi:

“Bazen bir evladınız, bir kardeşiniz hayatla ilgili sorun yaşadığı zaman hemen sanki bir ideal olan mükemmel bir ruh sağlığı varmış gibi düşünüyoruz ve hemen onu orada yargılamaya başlıyoruz: Sen sosyal değilsin sen kaygılısın… Ben bugüne kadar 800’den fazla etkinlikte konuşma yaptım. Ama geçmedi hala bir kaygı bir heyecan var. En başta eğer bir şeyleri değiştirmek istiyorsak insanın kendi içinde olan kısmını, o kusurlu olan tarafına şefkatle yaklaşması gerekiyor. Bu kitapta anlatmaya çalıştığım şey bu. Hayat Acemisi ismini koydum kitaba. Ama hayat acemisi olma mevzusu bazı insanların kafasına takıldı. Ama hayat acemisi olmak bence buradaki neredeyse herkes. Hayatta eğer aynı sorunları yaşıyorsanız, aynı sıkıntıları yaşıyorsanız “yapmam” dememe rağmen yapıyorsanız, insan aynı tuzaklara düşüyorsa siz hayat acemisisiniz. Bazen kendiniz diğer insanlara karşı çok iyilikle yaklaşmanıza rağmen aynı karşılığı bulamıyorsunuz. Çünkü diğer insanları kendiniz gibi düşünüyorsunuz. Yine aynı hatalar. Ve diyorsunuz ki “bu dünya bana göre değil”. Aynı duvara tekrar tekrar tosladığımız zaman insan bunun farkına varamayabiliyor.”

Muhabir: BERİL ANT