Altın Koza A.Ş Genel Müdürü ve Festival Yürütme Kurulu Üyesi Hüseyin Orhan, festivalin içeriği ve bu yılki temasına ilişkin yaptığı değerlendirmede sanatın birleştirici gücüne dikkat çekti. Orhan, “Adana Büyükşehir Belediye Başkanı ve aynı zamanda festival Onursal Başkanı Sn. Zeydan Karalar’ın da katıldığı yürütme kurulu toplantımızda, insanlığın ortak dili olan sanatın birleştirici gücünü görünür kılmak ve kültürler arası diyaloğun kapılarını aralamak amacıyla 32. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali’nin temasını ‘Sinema barıştır, sinema özgürlüktür’ olarak belirledik” dedi.
“SANAT ÇAĞIN RUHUNU YANSITIR”
Her sanatçının yaşadığı dönemin sosyal ve siyasi etkilerini sanatına yansıttığını belirten Orhan, “Bu durum kimi zaman Nâzım Hikmet’in Vatan Haini şiirinde, kimi zaman Yaşar Kemal’in Binboğalar Efsanesi romanında ya da Yılmaz Güney’in Umut filminde karşımıza çıkar. Benzer şekilde, farklı coğrafyalarda, dillerde ve inançlarda da sanatçılar, yaşadıkları dönemin siyasi ve toplumsal gerçekliklerini kendi sanatsal dilleriyle yansıtmaktadır. Festivaller ise sanatın ve sanatçının halkla en geniş ölçekte buluştuğu, etkileşim kurduğu en canlı alanlardır. Bu nedenle Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali ve dünyadaki tüm köklü festivaller yalnızca sinema sanatının değil, aynı zamanda içinde bulunulan çağın ruhunu yansıtan dinamik yapılardır” ifadelerini kullandı.
Orhan, yirminci yüzyılın başında yaşanan büyük savaşların insanlık için ağır bedeller doğurduğunu hatırlatarak, günümüzde de Gazze, Suriye, Ukrayna ve farklı coğrafyalardan gelen savaş ve yıkım haberlerinin vicdanları yaralamaya devam ettiğini dile getirdi.
“ADANA SİNEMANIN KALBİNİN ATTIĞI ŞEHİRDİR”
Orhan, Adana’nın kültürel çeşitliliğine işaret ederek, “Adana, Anadolu’nun tüm farklılıklarını içinde taşıyan bir Türkiye minyatürüdür. Bu çeşitliliğin yarattığı kültürel zenginlik, tüm olumsuzluklara rağmen barış ve kardeşlik içinde bir yaşamın mümkün olduğunun en güçlü kanıtı olmuştur. Ayrıca geçmişte neredeyse her mahallesinde bir sinema bulunan, sinema kültürüyle anılan Adana; yetiştirdiği yönetmenler, yapımcılar ve sinema emekçileriyle Türk sinemasının kalbinin attığı merkezlerden biri olmuştur” diye konuştu.
110 FİLM BAŞVURUSU YAPILDI
Bu yıl festivale yoğun bir ilgi olduğunu belirten Orhan, “Altın Koza Ulusal Uzun Metraj ve Belgesel Film Yarışması’na 110 filmin başvurmuş olması, sinema dünyasının festivale duyduğu güvenin ve verdiği önemin açık göstergesidir. Ulusal Uzun Metraj Film Yarışmasının Jüri Başkanlığını bu yıl, 1980’lerden bu yana özgün üslubu, derinlikli karakterleri ve özellikle kadın hikâyelerine getirdiği duyarlı bakışla tanınan sinemamızın önemli isimlerinden, senarist ve yönetmen Ümit Ünal üstleniyor” dedi.
Festival kapsamında ulusal ve uluslararası yarışmaların yanı sıra belgesel, kısa film ve öğrenci filmleri de izleyiciyle buluşacak. Ayrıca “Edebiyat Uyarlaması Uzun Metraj Senaryo Yarışması” da ikinci kez düzenlenecek.
DEPREM BÖLGESİNE SİNEMA GÖTÜRÜLECEK
Orhan, festivalin bu yıl da toplumun her kesimine ulaşmayı hedeflediğini belirterek, “Yazlık sinema gösterimleriyle şehrin dört bir yanını kapsıyor; 14 ilçenin tamamında gezici sinemalarla, merkez ilçelerde kurulacak açık hava sahneleriyle ve köylere uzanan etkinliklerle halkımızı sinemayla buluşturuyoruz. Ayrıca bir gezici sinemamız, ‘Sinema Barıştır, Sinema Özgürlüktür, Sinema Dayanışmadır’ mesajıyla, 6 Şubat depreminden en ağır şekilde etkilenen Hatay, Maraş, Kilis, Osmaniye, Adıyaman ve Malatya’da gösterimlerini sürdürecektir” ifadelerini kullandı.
ONUR VE EMEK ÖDÜLLERİ
Bu yıl Orhan Kemal Emek Ödülleri yönetmen ve yapımcı Biket İlhan’a, oyuncu Mahmut Cevher’e ve yönetmen Yaşar Seriner’e 22 Eylül’de düzenlenecek Açılış Töreni’nde verilecek. Festival Onur Ödülleri ise 25 Eylül’de Meral Orhonsay ve Mehmet Aslantuğ’a takdim edilecek.
56 yıllık geçmişiyle Türk sinemasının belleği niteliğinde olan festival, bu yıl Orhan Kemal’in 55. ölüm yıl dönümü anısına “Orhan Kemal ve Sinema” adlı kitabı da yayımlayacak.
Orhan, sözlerini şu ifadelerle tamamladı:
“Altın Koza, barışın, özgürlüğün ve insanlığın ortak dili olan sinemanın kalbidir. Adana’dan yükselen bu çağrının yarın tüm dünyada yankılanacağına inanıyoruz: ‘Savaş değil barış, baskı değil özgürlük, nefret değil insanlık kazanacak.’”




