Sağlıklı yaşamın sırrını sporda gören Arslan, 60 yaşındaki eşine de yüzme tekniklerini öğretip onu da sporcu yaptı. Adana’dan çıkan efsane yüzücü Nesrin Olgun Arslan, spora 1964 yılında Atatürk Yüzme Havuzu’nda başladı. Adana Demirspor Kulübü su topu takımında sayısız madalya kazanan Arslan, 1976’da tramplen atlamada Türkiye şampiyonu oldu. Ardından 28 Ağustos 1979’da Manş Denizi’ni geçen ilk Türk kadın unvanını alarak Türk spor tarihine geçti.
Yaklaşık 50 kilometrelik zorlu parkuru 15 saat 47 dakikada tamamlayan Arslan, 18 ülkeden gelen yüzücüler arasında genel klasmanda 11’inci, amatör bayanlar klasmanında ise birinci oldu.
2015 yılında yeniden yüzmeye başlayan Arslan, bugüne kadar yaklaşık 4 bin çocuğa yüzme öğretti. Aynı zamanda eşi Zafer Arslan’a da 60 yaşından sonra yüzme tekniklerini öğreterek onun da yarışlara katılmasını sağladı.
Hayatı başarılarla dolu olan Arslan, kariyerinin dönüm noktasının dönemin Gençlik ve Spor İl Müdürü Tuncay Şenyüz’ün eleştirisiyle başladığını söyledi.
“Hiçbir şey yapamıyorsanız, sadece yürüyün”
Eşiyle her sabah yüzdüğünü belirten Arslan, şunları söyledi:
“Şu an 68 yaşındayım. 2015 yılında tekrar yüzmeye başladım. 4 bine yakın çocuğa yüzme öğrettim. Sağlık Bakanlığı bana borçlu, çünkü hiç sağlık harcaması yapmıyorum. Benim hiçbir rahatsızlığım yok. Sağlıklı bir bireyim. Bunların hepsini yüzmeye borçluyum. İnsanlara mesajım: Hiçbir şey yapamıyorsanız, sadece yürüyün. Eşime de yüzmeyi öğrettim, her gün beraber havuzda yüzüyoruz.”
“Eşimin başarısıyla gurur duyuyorum”
Eşinin başarısından onur duyduğunu belirten Zafer Arslan ise, şöyle konuştu:
“Her gittiğimiz yerde en önde Nesrin Hanım’ı çağırıyorlar. Ben eşimden daha hevesliyim. Havuz yarışlarında benim de derecelerim var. Eşim sayesinde yüzme tekniğini geliştirdim. Ailece sporu yaşam biçimi haline getirdik.”
Hem Adana’nın hem de Türkiye’nin spor tarihine adını altın harflerle yazdıran Arslan çifti, sağlıklı yaşam ve spor tutkusunu gelecek nesillere aktarmayı sürdürüyor.
