Festivalin dikkat çeken stantlarından biri ise birbirinden farklı ve kaliteli bıçaklarıyla ilgi odağı olan Ahmet Karasubaşı’nın tezgâhı oldu.
“Domatesi Böyle Soyan Bıçak Yok”
Sivas’ın Muhsinler ve Veyseller diyarından geldiğini belirten emekli Ahmet Karasubaşı, Türkiye’yi gezerek hem tezgâh açtığını hem de geçimini sağladığını ifade etti. Karasubaşı, “Ben bıçak satıyorum; Türkiye’nin kaliteli bıçağını satıyorum” dedi.
Sattığı bıçakların kalitesine dikkat çeken Karasubaşı, “Hiçbir bıçak benim sattığım gibi soğan soyamaz, domatesi böyle ince soyamaz. Orijinal çeliktir, körelmez, paslanmaz” ifadelerini kullandı.
“Adana Halkını Bilmez Miyim?”
Adana’ya yabancı olmadığını da sözlerine ekleyen Karasubaşı, “Ben Adana’ya çok geldim. Hatta 18 yıl Osmaniye’de yaşadım” diye konuştu. Karasubaşı, “Buraların yabancısı değilim. Adana halkını iyi bilirim; bilmez olur muyum? Edirne’den Kars’a kadar Türkiye’yi gezdim” ifadelerini kullandı.
Şekilli ve İşlevsel Bıçaklar Göz Doldurdu
Festival boyunca sekiz-on çeşit bıçak sattığını belirten Karasubaşı, ürünlerinin hem şekilli hem de işlevsel olduğunu söyledi. “Ben kullanmadığım malı satmam” diyerek kaliteye verdiği önemi vurguladı.
“Hem Geziyoruz Hem Beş On Kuruş Kazanıyoruz”
Yolculuğunu sadece ticaretle sınırlı görmeyen Karasubaşı, festivaller sayesinde ülkeyi gezdiğini ve tanıdığını belirtti. “Güzel ülkemizi geziyoruz, hem beş on kuruş kazanıyoruz” diye konuştu.
