Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Yalçın Topçu, 'İktidar olunca idamı geri getireceğiz diye bizi kınayanlara sesleniyorum; ateş düştüğü yeri yakıyor. Buradan bir çağrıda daha bulunuyorum, buyursunlar idam konusunu hemen hiç zaman kaybetmeden referanduma götürsünler, bakalım millet idamın geri gelmesini istiyor mu, istemiyor mu?' dedi.

Topçu, partisince Seyhan Kültür Merkezi'nde düzenlenen 'Adana Buluşması' toplantısında, 'TBMM'deki iktidar-muhalefet ilişkisinin aksine, her zaman yaptıkları gibi yine yapıcı, yol gösterici, sorumlu bir muhalefet anlayışı ile ülkede eksiği, hatayı, kusuru, yapılanı, yapılamayanı anlatırken, yapılan iyi şeyleri de takdir edeceklerini' söyledi.

Siyasetçinin her şeyi kötülememesi, doğruya doğru, yanlışa da yanlış derken doğrusunu da ortaya koyması gerektiğini belirten Topçu, kendilerinin yaptıklarının bu olduğunu ve rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu'nun da böyle yaptığını dile getirdi.

Topçu, bir ülke açısından en önemli üç konunun güvenlik, özgürlük ve refah olduğunu belirterek, 'Bizim istediğimiz, insanımız, bu ülkenin dağında, ovasında, şehrinde, kasabasında, çarşısında, sokağında, iş yerinde ve evinde güvenli yaşasın. Oğlumuzu askere, çocuğumuzu okula, kızımızı üniversiteye gönül rahatlığı içinde gönderelim. Eşimizle, ailemizle dağda, ovada, doğuda, batıda, kuzeyde, güneyde, sokakta, parkta, caddede, velhasıl Anadolu coğrafyasının tamamında güvenli bir şekilde yaşayabilelim' dedi.

Başlarına bir felaket veya kaza gelince, devletin eli ve gücünün kendilerine anında ulaşmasını isteyen Topçu, şöyle devam etti:

'Evet, teknolojiden, gelişmeden, kalkınmadan gururla bahsedilen bir ülkede 46 saat boyunca bir helikopter enkazına ulaşılamadı. Ebedi siyasi liderim Muhsin Yazıcıoğlu ile birlikte 5 arkadaşımızı kaybettik. Eğitim uçuşu yapan 5 aslan, başkentin göbeğine düşüyor, 6 saatte yeri bulunuyor. Eşkıya karakol basıp can alırken, olay yerine ulaşamayan devlet, sis ve çamur bahanesine sığınıyor. Birçok vahim örnek, milletin gözü önünde yaşandı, yaşanıyor. Sistemin nasıl bir lakaytlıkla işlediğini, koca koca makamlarda oturanların, nasıl zavallı bir halde ve çaresiz kaldıklarını gördük.' 'İnsanların can, mal ve namus güvenliğinden endişe duyduğunu' ifade eden Topçu, şöyle dedi:

'Şimdi biz ahlaki terör, bölücü terör ve ekonomik terör suçları için idamdan bahsedince, caydırıcı ağır cezalardan bahsedince birileri hemen insan haklarından, Avrupa Birliği kriterlerinden söz ediyor, akıllarınca üstü örtülü şekilde bizi itham altında bırakıyorlar. 3 yaşındaki çocuklara tasallut eden yaratıklara, Kalaşnikoflarla ev basıp koskoca bir aileyi yok eden canilere, elinde yüzlerce insanımızın kanı olan teröristlere ve milletin milyarlarca lirasını hortumlayan hırsızlara, arsızlara ağır cezalar, idam cezası istemeyip de ne yapacağız? Devlet odur ki, adil olur... Devlet odur ki, zalime karşı mazlumu korur. Elbette bunlar için 'idam geri gelsin' diyeceğiz. Elbette, eden ettiğinin karşılığını bulacak. Elbette bizim iktidarımızda, böldürmeyeceğiz, soydurmayacağız ve öldürtmeyeceğiz. İktidar olunca idamı geri getireceğiz diye bizi kınayanlara sesleniyorum; ateş düştüğü yeri yakıyor. Buradan bir çağrıda daha bulunuyorum, buyursunlar idam konusunu hemen hiç zaman kaybetmeden referanduma götürsünler, bakalım millet idamın geri gelmesini istiyor mu, istemiyor mu? Öyle millete rağmen sahte insan hakları savunuculuğu yapmasınlar.'

İktidarları döneminde vatan toprağının her metrekaresine 75 milyonun her bir ferdine güvenlik, özgürlük ve refah geleceğini ifade eden Topçu, 'Bu ülkede, bu çağda, yaşanmış bunca acıya rağmen kimse komünlerden, devrim mahkemelerinden, öz savunma gücünden, özerklikten, iki resmi dilden, KCK vergilerinden, ayrı bayraktan bahsedemeyecektir. Kimse Kürt kardeşimi istismar edemeyecektir. Kimse anadil arkasına sığınarak postmodern bölücülük yapamayacaktır. Bu devletin adı Türkiye, bu milletin adı da Türkmen'i, Kürt'ü, Boşnak'ı, Arnavut'u, Çerkez'i, Alevi'si, Sünni'siyle sonsuza kadar büyük Türk milleti olacaktır. Anadil bölücülük vesilesi yapılmayacak. Yerel kültürler kendisini istediği gibi ifade edebilecek fakat farklılaşma ve ayrışma vesilesi olmayacak. Türkçe tutunduğumuz ortak halattır. Bu halatı kimseye kestirmeyiz. Bizim arkamızda büyük bir medeniyet hazinesi vardır' diye konuştu.

- HAZİNE YARDIMI VE TAHLİYELER-

Topçu, Siyasi Partiler Kanunu ve Seçim Kanunu'nun, mutlaka demokratikleştirilmesi gerektiğini belirterek, şunları kaydetti:

'Son seçimde BBP 1 milyon oy almış, AKP ise 15 milyon oy almış bir parti. AKP'nin Hazine yardımı olarak aldığı para 190 milyon lira. Şimdi bu kadar da olur mu? Başbakan 'rakı için' diyor ya 'tıksırıncaya kadar'. Şimdi bu paraya aslında Başbakan'ın söylediğini demek lazım. 'Yiyin efendiler yiyin, aksırıncaya kadar, tıksırıncaya kadar yiyin'. CHP alıyor 85 milyon TL, MHP ise 58 milyon lira. Biz ise Hazine'den tek kuruş yardım almıyoruz. Adaletli bir paylaşım yapılsa bizim de aldığımız oy karşılığı Hazine'den almamız gereken para yaklaşık 14 milyon lira olmalıydı. Fakat tek kuruş alamıyoruz. Adının başında adalet olan bir partinin 8 yıldır iktidarda olmasına rağmen bu adaletsizliği düzeltmemiş olmasını milletimizin vicdanına havale ediyorum.' Yalçın Topçu, geçtiğimiz günlerde CMK'nın 102. maddesi kapsamında, Yargıtay kararıyla bir kısım tahliyeler gerçekleştiğini anımsatarak, bunun milletin vicdanını rahatsız ettiğini söyledi. Çok ciddi suçlamalara muhatap olan kişilerden haber alınamadığını, adeta sırra kadem bastıklarını belirten Topçu, 'Düşünün, bir devlet 3 gün sonra başına geleceği hesap etmekten aciz. Göz göre göre olmayacak, birileri salıveriliyorsa, daha önceki tecrübelerimiz bize diyor ki, burada ya bir şantaj ya bir tehdit, ya da başka bir hesap vardır. Acaba kaosa ve teröre kapı mı aralanıyor? Hükümet bir an önce yargı konusuna el atmalı. Hemen yeni bir yasal düzenleme yaparak bu yanlışlıktan geri dönülmelidir. Millet ve devlet hayatı açısından kapsamlı bir yargı reformu ile hukukun üstünlüğüne dayanan bir yargı sistemi kurmak şarttır' dedi.

Topçu, konuşmasının sonunda, seçim sürecine girildiği şu günlerde partililerden her evden bir oy istemeleri çağrısında bulundu.

Muhabir: Yazar Silinmiş