Gökoğlu’na göre, kaplumbağaların yumurtlama dönemine denk gelen yoğun insan varlığı, caretta carettaların strese girmesine ve agresif davranmasına yol açıyor. Sevimli halleriyle bilinen caretta carettalar, bu kez saldırgan tavırlarıyla gündeme geldi. Son haftalarda bazı vatandaşlar denizde caretta carettaların saldırısına uğradı. Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Gökoğlu, hem yavruların yumurtadan çıkış sürecinde hem de dişilerin yumurtlama döneminde olduklarını belirtti. Ancak yoğun sahil kullanımı nedeniyle bu hayvanların doğal yaşam döngüsünün kesintiye uğradığını vurguladı.
"Her yer insan, çıkacak alan yok"
Gökoğlu, önceki yıllarda benzer vakaların Lara bölgesinde görüldüğünü, ancak bu yıl Konyaaltı sahilinde de iki ısırma olayının yaşandığını ifade etti. Konyaaltı’ndaki insan yoğunluğunun carettaların kıyıya çıkmasını engellediğine dikkat çeken Gökoğlu, yaşanan bir örneği şöyle anlattı:
"Şimdi Carettaların hem yavruların çıkış zamanı, hem de ebeveynlerin yumurtaya çıkış zamanı. Bazıları erken çıktı. Her yer insan, hayvanların çıkabileceği bir ortam yok. Çok kalabalık turizmin en yoğun olduğu dönem. Geçtiğimiz günlerde yine Konyaaltı’nda havyan kıyıya çıkmaya çalışıyor. İnsanlar toplanmış başında kamera ve telefon ışıklarını kullanarak hayvanın çıkışını çekmeye çalışmışlar. Hayvan dönüp gidiyor, çıkmıyor karaya."
"Hayvanların yaşam alanına müdahale ediyoruz"
Sessizlik ve karanlık ortam tercih eden caretta carettaların, insan ışığı ve gürültüsünden ciddi biçimde rahatsız olduklarını belirten Gökoğlu, yapılan davranışların hayvanın doğasına zarar verdiğini söyledi:
"Farklı bir görüntüde de hayvan kumu kazmak için uğraşıyor. Yine başında insanlar ışık tutuyorlar ve konuşmalar var. Hayvan bundan rahatsız. Bu tür hayvanlar gece sessiz sakin yere çıkar. Ve oraya yumurtasını bırakarak geriye döner. Her taraf insan, dolayısıyla biz bu hayvanların yaşamına müdahale ediyoruz. Bunların yaşam alanı o kumsalla, deniz arasındaki bölge. Dolayısıyla bu kadar kalabalıktan rahatsız olan ve zamanında çıkıp yumurtayı bırakamadığı için verdiği bir tepki olabilir. Konyaaltı’nda şimdiye kadar böyle bir vaka yoktu. Ama Lara tarafından bazı vakalar vardı."
"Isırmalar öğlen saatlerinde yaşanıyor"
Isırma olaylarının çoğunlukla öğle saatlerinde meydana geldiğini ifade eden Gökoğlu, bunun nedenini ise suyun bulanıklaşmasına bağlıyor. Özellikle beyaz tenli kişilerin denizanası sanılarak ısırıldığını söylüyor:
"Vakaların saatlerine bakarsanız hep öğlen sonudur. Sabah karadan denize doğru bir esinti olur. Deniz sakindir, hiç dalga yoktur. Öğlen saatlerinde sert bir meltem çıkar, o meltemle birlikte deniz dalgalanır ve Lara tarafında da deniz sığ olduğu için bulanır. Bu tür hayvanlar bu bulanıklıkta seçemediği için beyaz tenli vatandaşlara muhtemelen denizanası diye ısırma vakaları oluyor. Ama dikkat ederseniz hep öğlen sonu olur bu vakalar. Konyaaltı’nda şu ana kadar yoktu, bu sene 2 vaka var."
"Deniz onların yaşam alanı"
Gökoğlu, caretta carettaların sadece yumurtlama dönemlerinde kıyıya çıktıklarını, geri kalan zamanlarda tamamen denizde yaşadıklarını hatırlatarak şöyle devam etti:
"Muhtemelen bahsettiğim gibi hayvanın yumurta bırakabileceği yerler şu anda işgal altında insanlar tarafından muhtemelen bundan dolayı verdiği bir tepki olabilir. Yumurtlamak için çıkamıyor. Çıkamayınca ‘Çekilin sahamdan’ dercesine verdiği bir tepki. Bu hayvanların yaşam alanı su, bizim yaşam alanımız kara. Karaya adapte olmuş insanlar, dolayısıyla su yaşamını insanoğlu her yerde etkiliyor. Milyonlarca insan denizde, sahilde şu anda, oysa bu hayvanlar çıkıp yumurta bırakacaklar. Yaşam alanlarının işgal edilmesine verdiği bir tepki olabilir diye düşünüyorum."




